We-Flytour-GM-Banner-Animation
atf_banner-02
Anasayfa Sektörel Haberler  FİYAT VE HİZMET POLİTİKASI CURCUNASININ ÇÖZÜMÜ : “MERKEZİ POLİTİKADIR”

 FİYAT VE HİZMET POLİTİKASI CURCUNASININ ÇÖZÜMÜ : “MERKEZİ POLİTİKADIR”

 FİYAT VE HİZMET POLİTİKASI CURCUNASININ ÇÖZÜMÜ : “MERKEZİ POLİTİKADIR”

Nashira Resort Hotel Yönetim Kurulu Başkanı, TİTREYENGÖL Sorgun Turizm Otel Yatırımcıları Birliği (TİSOYAB) Derneği Başkanı, Hüseyin Aydoğan ile Türk turizmine ve bölgeye dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Nitelikli turistten belgelendirmeye ve turizmin devlet politikası olmasına kadar bir çok konuyu değerlendirdik.

Titreyengöl ve Sorgun bölgesi turizm başkanlığınız devam ediyor. Bölgenin son durumu hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Titreyengöl ve Sorgun, Akdeniz Bölgesi’nin en güzel yerlerinden biridir. Bölgede göl ve orman bir arada yer alıyor. Bölge aynı zamanda kuş cenneti olarak ta anılıyor. Yaklaşık 19 ülkeden 176 kuş bu bölgede konaklıyor. Ve bunları incelemek içinde bilim adamlarının bölgemize geliyor. Bu da turizme büyük katkı sağlıyor. Bunun haricinde burası, oryantiring,  kano, yüzme ve bisiklet sporları içinde çok elverişli bir bölge. Bu bölgeye bakanlığımız öncelik göstermeli.

Kış turizmine de katkı sağlayan bir bölge değil mi? Siz bu yönde ne gibi çalışmalar yapmaktasınız?

Ölü sezonlarımızı canlandırmak için en kıymetli turizm bölgesi Titreyengöl ve Sorgun bölgesi demek yanlış olmaz.  Kano sporcuları üç buçuk ay boyunca bölgemizde konaklayarak antrenman yapmaktalar. Bisiklet ve oryantrik sporlarının maratonları içinde en uygun bölge. Bu bölge bu spor için güzel bir pist alanıdır. Ama Ne yazık ki tek başımıza yapamıyoruz. Tüm oteller,  yerel yönetimler ve diğer kuruluşlar katkı sağladıkları zaman bu bölge doğal bir spor alanı merkezi olabilir.

Türk turizminin son durumu ve geleceği hakkındaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Türk turizmi havanın esintisinden, yanardağ patlamasından, siyasi söylemlerden, ekonomiden kısacası her şeyden çok çabuk etkileniyor.  Türk turizminin bir özelliği daha var. Bu olaylardan artık 1 ay gibi kısa bir süre içinde çıkabiliyor. Sonrasında tekrar normalleşebiliyor.  Sektör olarak bu gibi durumlarda panik olmamalıyız.  Çünkü Akdeniz Bölgesi olarak dünyadaki birçok destinasyondan daha güzel doğaya ve iklime sahibiz. Bunun kıymetini bilmeliyiz. Çünkü bizdeki hizmet kalitesi ve misafirperverlik hiçbir ülkede yok.

Türk turizmi olarak hangi pazarlara önem vermeliyiz?

Bize Amerika lazım değil, bize kanada lazım değil. Bize öncelikli olarak komşularımız lazım. Bunların yanı sıra bize en çok turist getiren Almanya, Rusya ve Diğer Orta Avrupa ülkeleri lazım. Bu saydığımız ülkeleriyle hiçbir zaman çatışmamalıyız. Komşularımız ile her zaman barış içinde olmalıyız. Komşusu ile iyi geçinemeyen dünya ile iyi geçinemez.

Nitelikli turisti ülkemize çekmek için neler yapmalıyız?

Turizm ve Kültür Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı otel tahsislerini yaparken bağımsız olmalıdır.  1980 yılında yapılan otel projelerine baktığımız zaman, nitelikli ve zengin turiste hitap edebilecek bir tesis projesinin olmadığını görmekteyiz. Pansiyon, kamping, iki, üç ,dört, beş yıldızlı otel ve tatil köyleri projelerinin olduğunu görüyoruz. Gelinen noktaya baktığımızda ise; tarlanın içindeki bağı ve bahçeyi bozarak beş yıldızlı otel yapıldığını görmekteyiz. İşte bu tarz projeler hem niteliği hem de niceliği bozuyor. Otellerde fiyatlarda dengesizleşiyor. 5 yıldızlı otel 100 Euro satınca iki ve üç yıldızlı oteller daha düşük fiyatlara satmak zorunda kalıyor. Hem kalite hem de fiyat curcunasından kurtulmanın tek yolu planlı büyümedir. Şu an alabildiğine 5 yıldızlı otel var. Ve alabildiğine kategori karmaşası yaşayan bir turizmin içindeyiz. Hiç bir standartlaşma yok. Oysa ki ülkemize fakir turist de gelebilmeli, zengin de. Bu da devlet politikası olarak ele alınmalı. Her kategoride otel her kesime hitap eden otel yapılmalı ve bu da merkezi bir politika ile olmalıdır.

Son olarak turizmde yatırımcı ve yönetici olmak için nelere dikkat edilmeli. Bu konudaki tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

İyi bir yönetici olmak için baş kural, bulaşıkçılıktan, housekeperlığa kadar otelin tüm departmanlarını deneyimlemiş olmaktır. Bunu deneyimlerken turizm eğitimini de paralel olarak alması şart. Ülkemizde belgeli bir garson gördünüz mü? Göremezsiniz. Ama belgeli kuaför var. Türkiye’de en değerli sektöründen biri olan turizmde belgelendirme hala yok! Bu nedenle sektörde belgeli, eğitimli çalışanımız da yok. Belgeli ve uygulamalı eğitim alanları açmalıyız.  Yeni Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Ersoy, turizmin içinden biri. Bu konularda duyarlı ve umut ediyoruz ki bu konular çok yakın zamanda çözüme ulaşacaktır.

 

 

Yorum Yaz