We-Flytour-GM-Banner-Animation
atf_banner-02
Anasayfa Sektörel Haberler Turizm Günlüğü – Hizmet Alan Hegemonyası Sona Mı Eriyor?

Turizm Günlüğü – Hizmet Alan Hegemonyası Sona Mı Eriyor?

 Turizm Günlüğü – Hizmet Alan Hegemonyası Sona Mı Eriyor?

Amelia Beach Resort Hotel & Spa   Genel   Müdürü Haydar Çetin’in kaleme aldığı o önemli yazıyı GM Dergisi okurlarıyla paylaşıyoruz.

 

Turizm sezonunun açılmasıyla,  ekonomik özgürlüğün  insan  psikolojisindeki  rahatlamayı,  iple bekleyenler ordusunun barışçıl çıkartması  devam  etmekte.. 

UNWTO Birleşmiş  Milletler  Dünya Turizm Örgütü  ya da  kısaca  Dünya Turizm Örgütü sürdürülebilir  ve  evrensel  olarak  erişilebilir  turizmin  tanıtımından sorumlu Birleşmiş Milletler Kuruluşu 1975 yılında kurucu üye Türkiye’de dahil.

156 ülkeden 500’ü aşkın Turizm kurucu üyesi var. Örgütü 33 üyeden oluşan icra kurulu yönetiyor. İcra kurulu üyeleri ülke temsilcisi olarak seçiliyor. 2018 – 2021 de dört yıllık dönem içi görev yapacak UNWTO icra komitesine ilk kez seçilen  Rusya’nın yanı sıra Azerbaycan, Yunanistan ve Romanya girdi. Çin’de yapılan 22.ci genel kurul son toplantısında Türkiye kurucu olduğu ülkenin yönetimine girecek oyu alamadı. İcra kurulu üyeliğine adaydı seçilemedi. Turizmin nostalji ve dijitalleşme arasındaki ince çizgi mesleğe duyulan saygının getirisidir.

UNWTO 2020 ‘de dünyada Turizm Hareketi 1,8 Milyara Ulaşacak

 

Acente  ve  otel  ilişkisinin tarihçesindeki  bu günkü  gelinen  noktada  UNWTO  bu raporunda, 2020 yılında dünya turizm hareketine katılacak turist sayısının 1,8 milyara ulaşacağına dikkat çekiliyor. Raporda  dünya turizmindeki değişimin yalnız sayısal büyüme ile sınırlı olmayacak. Değişen müşteri profilinin farklı beklentiler gündeme getireceğini belirtildi. Turizmde söz sahibi olmak isteyenler ile bu pastadan pay almak isteyenlerin kendilerini dünya turizmindeki  yeni trende göre hazırlamaları gerektiğine işaret ediyor.

UNWTO’ nun bu saptamaları ülkelerin  turizmde yeniden yapılanmaya  ve  destinasyon eksikliklerin biran önce    tamamlama yolunda  zorunlu olduğumuzu  ısrarla  hatırlatıyor. Bu taleplere duyarsız kalmamız söz konusu olamaz. Bunun içindir’ ki  pastanın  payından, gecikmeden almalıyız.  UNWTO  verilerini ve  anlaşılır şekilde takibini  zorunlu kılmaktadır. Hizmet sektörünün bölgesel  ve  yöresel destinasyonlara  geciken sürecinde  yakalanması  gerekir.

Hizmet Sektöründe Ciddi Sıkıntılara Yol Açılabiliyor”

Zapt olunamayan stres atma yöntemi, bazen dozajı ayarlanamadığı zaman hizmet sektöründe ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Tüketici haklarının  haklılığına güvenip akıl almaz ekonomik bozguna da uğratabiliyor. Misafirlerin her şey dahil sistemini kavraması,  çoklu tatil sisteminden sonra anlaşılır  kılmakta. Henüz yıllar geçmesine rağmen, standartları belirlenemeyen ve ben yaptım oldu bitti  denilen bir sistemdir. Her işletme,  bireysel her şey dahil sistemi  consepti belirleyebilir. Hani  Türkiye’ye  her  şey  dahil  sistemi  ben getirttim, biz getirttik diyenler  var  ya !.  Her ortamda konuşma  yapan  ve  gurur abidesi olanlar  var ya. ! Bu sisteme alkış tutan ve  basında övenler ‘de var ya.!   Anlık kişisel kazançları, ülkenin geleceği diyen turizmciler  var  ya !  Sistemi dağıtmak ve bozguna uğratmaya çalışırken, alternatif  turizm yapmaya çalışanlar da  var ya .! ((Yine her şey dahil sistemin muadili leri  ))  Yakın zamanda turizm  tarihi değerlendirmelerde bulunulacak.!  Turizmin Beyaz  sayfalarında  kara kalemlerle   yazılacaklar.! Kırmızı kalemle  karikatürize  edilecekler.’!

 

Turizmciyi Her Şey Dahil Sistemden Kurtarıcı Bir Nefer Gerek

Benim demem o dur ki ; Turizmciye Her şey dahil sistemden kurtarıcı  bir nefer lazım. O  Neferin kazanacağı zafer de  bellidir. Gerek ülke ekonomisine, gerek  camiaya, gerekse  esnafından tutunda, turizmden ekmek  yiyen her kesimin  mesleğini icra etmesinde  hayır duasını alacaktır. . Misafir kavramının tam anlaşılır yanı yok. Kesik  elma’nın  bir yanı misafir, diğer yanı  hizmet sektörü. Misafir haklılığının ve misafir generalliğin 190O lü yıllarda hizmet kalitesinin devamlılığı esasıyla mevcut potansiyel müşterilerin kaybolmamasına yönelik sistemler geliştirilmeye çalışıldı. Asıl kural misafir haklıdır, haksız olduğu zamanlarda dahi haklıdır demesi.

 

1908 Ritz Carlton otellerinin kurucusu Cesar Ritz izledi. “Müşteride asla yanlış olmaz”

 

1861’de doğan, 1942’de ölen, Bosch, yani Robert Bosch… sanayici, mühendis, mucit ve günümüzün önemli uluslararası markalarından Bosch’un kurucusu. en meşhur sözü şudur:“İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.” Bu söz bir dönem Bosch’un reklam sloganı olarak da kullanıldı.

 Paranın karşılığı güven değilse, sizce parayı mı kaybetmek kazanç,  yoksa güveni mi kaybetmek  kazanç olur. ?  Sizin bakış  açınız  ve  tercihiniz  ne  olur du . !.

Hizmet sektörü merdiven altı kaçak iş yapmıyor,  var olan ürünün işlenmesi ve sunumundaki  hizmet  ve  kalitenin  güvenine  insanlar  para  yatırıyor.

Zamanın getirisi 1908 de ne ise 1940  yıllarında  değişen  zamana ayak uydurulmuş. Peki ; 2020 yıla gelinen şu günlerde biz ne değişimi yapmayı planlıyoruz acaba. ?

 

Hizmet  alan stres atacak ve haksızlığı tartışılmayacak, fakat hizmet eden sorgulayamayacak. Niçin çünkü hizmet edenin  tüm egolarının üst seviyelerde tatmini söz konusu.  Sen hizmet eden olarak daha  iyi hizmet vermek için yaratılmışsın.  Robot olsa zaman içinde arıza yapar.  Fakat  hizmet edenin  arıza yapama lüksü  olamaz..!

Her şey dahil sisteminde hizmet sektöründe mesleki saygınlığın, bilgi ve beceri kavramlarının gelişmesi söz konusu değildir. Alacarte sistemini  kaç servis personeli bilebilir. Kaç barmen internasyonel cocktail bilebilir. Her şey dahilin yanında ücretli veya ücretsiz verilen alacarte yemeklerini kaç kişi meslek edinip ben hepsini bilirim diyebilir.  F&B (servis ve Mutfak ) departmanını neredeyse Hizmet sektöründe yılların vermiş olduğu mutsuzluğa, artık dur deyip rahatlama dönemine mi giriyor.!

Tüm emekçi işçilerin hizmet sektöründe mutlu çalışmak istiyoruz isyanını mı duyuyoruz.! Hizmet sektöründe yanlış uygulamanın varlığına, misafir isteklerinin akıl almaz arzuları   fazlalaştığında mı  anlaşılmış  oluyoruz. . Yoksa terli yemezler mi  demeliyiz.!   Sonuçta hizmet edeninde insan olduğu, hizmet alanında insan olduğunun farkına mı  varıyoruz.!   Yıl 2020’ye geldi.  Artık değişen dünyada parası olan her şeyi  yapar  ve  yaptırır değil, dozajını ayarlayabilenler hizmet alabilir mi  oluyor..!!! Hizmet eden ve hizmet alan kurallarının işletileceği  yıllara mı  geldik.! . Paranın gücü ve gölgesi üretim ve hizmet sektöründe yeni döneme mi  giriyor.!!  Hizmet edeninde  haklı  ve  haksızlıkların sorgulandığı yıllara  mı  giriyoruz  sonucuna cevap mı  bekleniyor. !!!

 

Peki; Veganlar Ne Yiyor?

Misafir şikayetlerinde öyle anlatılması kolay fakat anlaşılması zor istekler var ki.! Güncel doğal havaların mevsim normallerinden farklı oluşun dan, Veganların ne yiyeceklerini tam bilmeden vegansız istekleri.((Peki; veganlar ne yiyorlar :!. İnek sütü yerine soya sütü, peynir yerine tofu veya soya sütüyle yapılmış peynir, yumurta yerine nişastalı ve patates/kabak püreli karışımlar, yoğurt yerine de vegan maya ve soya sütüyle yapılan vegan yoğurdu. Vegan burgerler, pizzalar, dondurmalar, kurabiyeler ve pastalar Avrupa’da çok)) Ancak veganlık Türkiye’de organik ürün satan marketler dışında bulmak zor.))) Çocuk sesinden rahatsız olduğu, havuzun küçüklüğü, denizin hemen derinleşmesi, denizin çok sıcak veya soğuk olması, çakıl kum oluşu, kız arkadaşıyla veya eşiyle edilen kavga ile yaşanan stresin bedeli, dondurmanın çabuk erimesi veya çok soğuk olması, sabah 05:oo de otele gelip öğleye kadar bekletildiği için girdiği stresin karşılığı.

Akşam  19:oo’da otobüsün veya uçağın  kalkacağı için neden odada kalamadığı, otelden şehre taksi veya minibüs ile gittiği ve iade talebi, turlara katıldığı için biriktirdiği faturaları tahsil etmek istemesi, hamam saunada masajların neden ücretli olduğu, odalarda wifi,  safe  ve  tropikal meyvelerin neden ücret alındığı, lobide sarhoş olup uyuduğu için, o gecenin parasının iadesi.

Marketteki ihtiyaçlarının karşılanması isteği, uyandırmaların telefonla değil, odaya gelerek uyandırılmaları, gibi hizmet eden ve karşılığı olmayan isteklerin dikta yönetimiyle haklı olduğunu iddia etmesi. Ödedikleri paralarını geriye verilmesinin zorunlu olduğunu söyleyip medya da yayınlarım tehdidi..!  Çok garip ve en zor olanı da gurbetçilerimiz ve özümüz değerlerimiz. Canımız  ciğerimiz deyip özlemlerimiz ve  hasretinden uzak deyip kucak açtığımız, memleketlimiz, ülkemizin taşına toprağına  kurban olurum diyenlerimiz.

Yabancı portallarda ülkemizin hizmet sektörünü  en acımasız yorumlarını  yazarak bizlere yaptığımız işleri   eleştiren  açıklamaları var  ya.! En çok ağır gelen kısımda burası. Tüm Gurbetçilerimizi kastetmediğimizi sizlerde biliyorsunuz. Tamamen yurt dışında bizleri en iyi tanıtımına güvendiğimiz ve bizlerin reklamını gururla taşıyıp barış elçiliğini, hiçbir maddiyat beklemeden baş tacı yapan gurbetçilerimize de şükranla misafir etmenin mutluluğunu bizler yaşıyoruz. Tamamen ülkemizi karalamanın zevkini yaşayıp, dışlayan gurbetçi vatandaşlarımız için üstte bahsettiklerim geçerli. Bakın yurt dışında hizmet sektörü yayınlarındaki acımasız eleştirileri farklı milletlerden  o denli özenle yazanını   ne kadarını  bulacaksınız.! Hani deriz ya Türk’ün  Türk ten başka dostu yoktur, Bir Türk dünyaya bedeldir. Tarih yazan kelimeler hizmet sektörüne geldiğinde tam tersi olduğunda, üzülmem diyenin Türklüğünden şüphe edilmesi gayet normaldir.

Hizmet sektöründeki sinir kat sayılarının tavan yaptırarak, haksız durumdan haklı çıkmaları için şanslarını zorlayanlar var ya.! Bizleri hizmet sektörünü yapmaktan yıldıramaz. Neden mi çünkü Türk milletinin özünde var olan misafirperverlik anlayışı kanına yazılmış durumda. Zorda olsa, kolay da olsa bizim misafirlere bakış açımız değişemez.  Bu arada unutmamak lazım, bazı tüketicileri  haklı  kılan  akıl  almaz  davaların kazanılması da  isteklerde sınır tanımaz kılıyor.  Örneğin;  MC Donald’s a açılan davada sıcak kahvenin üçüncü derece yanık nedeniyle  Stella Liebeck 2.7 milyon dolarlık davayı kazanması art niyetli insanların aç gözlü iştahlarını  arttırmıştır.

Hizmet Alanın En Büyük Silahı Ve Şantajı Çağın Getirisi Dijital Ortamda Yazarım. !

 

İşletmeyle hiçbir şekilde bağı olmayan ve kanunen de hakkı bulunmadığı halde, işletmelere rejyon kesen siteler var.  Para verirsen işletmeni yüceltirim, para vermezsen sen bilirsin diyen siteler furyası var ya ! . Yerli ve yabancı sitelerin isimlerini zikretmek gereksiz herkesin bildiği ve neredeyse elini verip kolunu kurtaramayan işletmelerin bile boyun eğdiği sitelerden bahsediyorum. Hizmet edenin değil,  hizmet alanın dünyasında hegemonyalarını yüceltmeye çalışıp, rantına rant katan sitelerden bahsediyorum…

 

Rantın rantına  bu kadar nasıl mı ulaşılabiliyor.!  Çünkü destinasyon belirsizliğinden. Standartlarımızın eksikliklerinden yararlanılıyor. Yani bu sitelerin her gün kedi gibi sırnaşmasından, canavar olup saldırmasından bizler sorumluyuz. UNWTO verilerini uygulayamadığımız için, her geçen gün virüs gibi çoğalacaklar. Kontrolleri kimde peki, kontrolleri  yine bizde. Fakat kontrol edemediğimiz zamanların  intikamlarını  bizden ziyadesiyle alıyorlar  diyebiliriz

Mutsuz, bezgin, işçilikten öte iş yapmaya çalışan  hizmet sektörü, Mutlu etmeye çalıştıkları  hegemonyası yüksek misafirleri artık  zorunlu  Misafir  değil,  sorunlu  Misafir  statüsüne  alıyor. Kara kaplı defterler  artık  her  yerde  işliyor..

Hizmet sektörlerinde işletmeler,  sorunlu misafirleri  Kara listeye alıyor.  Sektörlerin  kara liste havuzu adı altında haksızlık yapan  tüketicilere dur diyecek ve hegemonyasını sürdüremeyeceği  anlatılacak. Netice de çıkacak sonuç: Böyle bir durumda tekelleşme mi var.!  Hak özgürlük adı altında  insan hakları mı devreye girecek.! Kara listelerin toplandığı havuz da art niyet mi aranacak.! Siyah kaplı defter keyfe keder değil, kriterler  belirleyip  kara liste komisyonundan geçirilip havuza mı alınacak.  Demek ki rantçılara dur diyebilmenin gardını hazırlayarak çıkmak gerekecek.

Yazıyı ilk bulan devlet Sümerlilerdir. M.Ö. 3200 yıllarında  Kalem kılıçtan keskidir. (anonim) işlevliğine  şimdilerde hizmet sektörü için  başlatılacaktır…..

Tarihte  kara kaplı deftere  sistemi tanımayan kişiler için  açılan ilk  liste  Southwest Hava yolları’na ait. Her uçuştan sonra hava yolu şirketine şikayet mektubu yazan ve cevap bekleyen müşterisine kurucu Herb Kelleher ’den şöyle bir cevap gelir: “Mrs. Crabapple, sizi özleyeceğiz……JJJ

Otellerde, restoranlarda, gece kulüplerinde, kuaförlerde, hamam saunalarda, Rent a -car lar da, bankalar’ da, finans çevrelerinde, Hizmet sektörlerinde kurumsal firmalarda ve   sektörlerdeki  ciddi işletmelerde artık misafir egosunun değil, hizmet verenlerin  huzur içinde  çalışmasını sağlayacak. İşletmecilerin önünü kara kaplı defterler aracılığı ile  yeni imkanlar açılacak. Kalite ve markalaşmanın her işletme tarafından yapılmasına olanak sağlanacak.

Hizmet sektöründe hissederek  yapılan işleyişte, misafirlere göre değişen algının karşılığı, sorunlu veya Olumlu  diye  ayrılmakta. Memnun edemediğiniz misafirin sürekli şikayetlerine boyun eğdikçe, arkası gelmez şikayetler artarak geliyorsa, Çalışanın hislerini duygusunu aşağılıyorsa, hizmetin önemi kalmamakta. Şirketin geleceği ve daha iyi hizmet almak için gelecek misafirlerin önlerini açmak adına, bu misafiri kaybetmek daha akılcı bir çözüm olacaktır. Tereddüt  etmeden kara listeye dahil edilmesinde işletmenin yararına olacaktır.

 

İnsanları Kaybetmektense Para Kaybetmeyi Tercih Ederim

 

Bosch’un kurucusunun En meşhur sözü :“İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim ‘’ “Çok param olduğu için iyi maaş veriyor değilim; aksine iyi maaş verdiğim için çok para kazanıyorum.” Robert Bosch un bıraktığı yerden çağın getirisini yapmak, hizmet eden de, ettirende daha iyi kavraması zorunludur. Çağın gerisinde kalanların geleceği çarkı felek olduğu  bilinmesi   gerekir.   

Markalaşmanın standartları ve prosedürleri net olursa, kişilerin şirketlere daha fazla fayda sağlayacağı kesindir. Tavizlerin nerede ve nasıl verileceği ise, şirket menfaatlerine göre. belirlenmesinde daima fayda sağlayacaktır. Turizmin fedakarlığı külfetli, hizmeti zahmetli fakat yorgunluğu hafif bir meslek olduğu bilinciyle,  12 aya çıkmasını istediğimiz sezonun, devlet  desteğini almış ve  destinasyonu belirlenmiş   bölgelerle  çözüme  kavuşmasını  temenni   ederim.

 

Yorum Yaz