İngiliz Guardian gazetesi, Mısır, Tunus, Türkiye ve İsrail turizmini masaya yatırdı. Türk turizmi ile ilgili çarpıcı açıklamalar yapan gazete, Türk turizminin tehlike altında olduğunu, Türkiye için 206 yılını kayıp yıl olacağını belirtti.
Peter Beaumont, Chris Stephen, Helena Smith, Ruth Michaelson tarafından kaleme alınan makalede, gazeteciler adı geçen ülkelerde turizmin durumuna dair veriler topladı.
Değerlendirmelere göre, terör saldırıları ve artan şiddetin yarattığı tedirginlik üzerine pek çok ülkeden gelen seyahat uyarıları, turistleri ekonomileri büyük oranda turizme bağlı olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden soğuttu.
‘TUNUS TURİZMİNİN ÇÖKÜŞÜ, TERÖRE KAYNAK SAĞLAYABİLİR’
Mart ayında Bordo Müzesi’ni, haziran ayında ise Sousse’de bir otelin plajını hedef alan saldırılar, Tunus sahillerinin hayalet kente dönüşmesine sebep oldu. Tunus’taki sektör çalışanları, hala çalışabildikleri için şükrettiklerini, işsiz kalan ve iflas eden pek çok kişi olduğunu belirtiyor.
Gazetecilere açıklamalarda bulunan Tunus Turizm Bakanı Salma Lummi, 400 bin kişiyi istihdam eden turizm sektörünün ‘kriz noktasına’ ulaştığını belirtti. Lummi, sektörün çöküşünün terör örgütlerine insan kaynağı akışını sağlaması açısından da büyük bir risk olduğunu söyledi ve ‘’Terörün en büyük kaynağı umutsuzluk. Turizm Tunus için çok önemli bir sektör ve oteller tek tek kapanıyor. Bu işin sonucunun çok boyutlu olması muhtemel.’’ dedi.
‘MISIR TURİZMİ ARTIK YALNIZCA İŞ VE TOPLANTI TURİZMİNDEN İBARET’
Mısır’da ise turist sayılarındaki düşüş Tunus’la aynı hızda olmasa da oldukça etkili oldu. 2010 yılında 14 milyona ulaşan turist sayısı, 2011 yılında patlak veren çalkantılı süresin ardından 10 milyona geriledi. Bu rakamın 2015 yılında yaşanan uçak faciası ve diğer saldırılarla 9 milyona düşmesi bekleniyor.
Gazetenin değerlendirmesine göre, Şarm El-Şeyh ve Hurghada’daki otellerin bir kısmı tamamen boşalmış, dolu olanları ise bazı kısımlarını kapatmış ve aktivitelerini sınırlandırmış durumda. Uçağın düşürüldüğü Sinai Yarımadası’ndan oldukça uzakta kalan Kahire, İskenderiye, Asvan ve Luksor da bu olumsuz tablodan etkileniyor.
Kahire’de bulunan Marriott Hotel’in Grup Satış Müdür Yardımcısı Ahmad Samir, ‘’Otelimize şu an yalnızca iş ve toplantı grupları geliyor. Durumumuz oldukça zor çünkü eğlence seyahati için gelen hiç grubumuz yok.’’ değerlendirmesinde bulundu.
Mısır Turizm Bakanlığı’nın turist sayılarını artırmak için hayata geçirdiği sosyal medya kampanyaları da başarılı olmuş gözükmüyor. Kampanyanın başarısız olmasının sebeplerinden biri de ‘#ThisisEgypt’ hashtagi ile twitterda yürütülen tanıtım kampanyasının, bazı kullanıcılar tarafından Mısır’daki antidemokratik uygulamaları eleştirmek amacıyla kullanılması.
‘2016’NIN KAYIP YIL OLDUĞUNU KABUL ETMELİYİZ’
Guardian, Türkiye turizm sektörünün de Sultanahmet Meydanı’nda yaşanan terör saldırısının ardından benzer bir ‘şok’ ile karşılaşabileceği değerlendirmesinde bulundu. Saldırıda hayatını kaybedenlerin yılda yaklaşık 5.2 milyon ile Türkiye’yi en çok ziyaret eden Alman turistler olması, bu önermeye gerekçe olarak gösterildi ve yoğun rezervasyon iptallerin olası olduğu dile getirildi.
Türkiye’nin 2016 yılında kaybetmesi beklenen 4.5 milyon Rus turist sebebiyle zaten zor geçireceği sezonun, bon durumla beraber iyice kötü bir hale geldiğine değinildi.
Hürriyet Daily News yazarı Güneş Kömürcüler’in değerlendirmelerine de yer verilen yazıda, Kömürcüler’in ‘’Bir önceki yılın krizi çözülmeden bir yenisinin patlak verdiği Türkiye turizm sektörü için işler kötüye gidiyor. Durum o kadar kötü ki, artık bu yılın kayıp bir yıl olduğunu kabul etmekten baka çaremiz yok.’’ sözleri aktarıldı.
İsrail’de ise aktör farklı olsa da, korkunun sebebi aynı. 2014 yılında yükselen Gazze savaşının ardından yavaş yavaş düzelmeye başlayan turist sayıları, son üç ayda yükselen çatışmalar sebebiyle tekrar düşüşe geçmiş durumda.
‘İSRAİL’İN PLANLARI BAŞARILI OLMAYACAK’
Gazeteye göre, İsrail, Mısır ve Türkiye’ye gitmeyecek Rus turistleri kendi kıyı bölgesi Eilat’a çekmek için planlar yapsa da, bu planın başarılı olma olasılığı oldukça düşük. Turizm planlama, yönetim ve pazarlama uzmanı Eran Ketter, İsrail gazetesi Haaretz’e yaptığı açıklamada bu durumu şöyle değerlendiriyor:
‘’İsrail’de karşılaştığımız durum Gazze savaşının bir uzantısı değil, ancak daha düşük şiddetli olsa da sonu gelmeyen bir çatışma ortamı. Bu durum turistleri uzaklaştırıyor ve İsrail’in turistlere dönük kampanya yapması imkansız; çünkü bu durumun yakın zamanda sona ereceğine dair bir söz veremiyorlar.’’
BÖLGE TAMAMEN ETKİLENİYOR
İntihar bombacılarının başkent Amman’da 3 otele saldırı düzenleyerek 60 kişinin ölümüne sebep olduğu Ürdün turizm sektörünün yılın ilk 6 ayındaki kaybı 1.5 milyar doları bulmuştu. Turizm, Ürdün ekonomisinin yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor.
Gazetenin değerlendirmesine göre, saldırılardan direkt etkilenmeyen ülkeler de turizm sektöründeki daralmadan paylarını alıyor. Örneğin, 2011 yılından beri terör saldırısı yaşamayan Fas’a yönelik seyahat uyarıları hala aktif durumda. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, 500 bin vatandaşının seyahat etmeyi planladığı Fas’ın ‘yüksek oranda terör tehdidi’ barındırdığına dair bir açıklama yayımlamış durumda.
Gazete, değerlendirmesini ‘ihtiyaç yaratıcılığın anasıdır’ diyerek sonlandırdı ve şu ifadelere yer verdi:
‘’Bu tablo klasik turistleri uzaklaştırırken, bazı ülkeler Avrupalılar ile Amerikalıların yerini doldurmak için alternatiflere yönelmiş durumda. Örneğin Mısır, yüzünü vizesiz seyahat imkanı tanımayı planladığı Çinli turistlere, Tunus ise Cezayir’e çevirmiş durumda.’’
Signet Institute Başkanı Ekonomist Angus Blair, Çinli turistlere dönük vizesiz seyahat uygulamasının Rus turistlerin açığını kapatamayacağı ancak kısmen başaralı olacağı değerlendirmesinde bulundu.