We-Flytour-GM-Banner-Animation
atf_banner-02
Anasayfa Güncel U-ETDS SİSTEMİ TURİZM TAŞIMACILIĞINDA KAOS YARATACAK

U-ETDS SİSTEMİ TURİZM TAŞIMACILIĞINDA KAOS YARATACAK

U-ETDS Sistemi Turizm Taşımacılığında Kaos Yaratacak

Ulaştırma Bakanlığı kısa adı U-ETDS olan Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi önümüzde Kasım ayından itibaren yürürlüğe sokuyor. SAYD Genel Sekreteri Hamit Kuk, bu yönetmeliğin uygulamasının turizm sektöründe çok zor olacağını ve adete kaos ortamı yaratacağını ifade etti ve konuya dair  yazılı açıklama yaptı.


İşte SAYD Genel Sekreteri Hamit Kuk’un konuya dair açıklaması

Bakanlık temsilcileri yolcu trafiğinin yoğun olduğu iller başta olmak üzere birçok ilde sunumlar yaparak bu sistemi tanıtmaya başladı. Sistemin kullanılması konusunda sıkı takip yapılacağı ve uymayanlara yüklü miktarda para cezalarının yanında yolcu taşıma firmalarının taşıma izin belgelerinin iptaline varan cezaların uygulanacağı belirtilmektedir.

Ulaştırma yetkilileri, yapmış oldukları sunumlarından bu sistemi tarifeli yolcu taşımacılığı, Tarifesiz yolcu taşımacılığı, T Belgesine sahip Terminaller, Kargo ve Eşya taşımacılığı olmak üzere beş ana başlık altında toplamış ve amacını da şu şekilde sıralanmışlar;

Karayolu taşımacılığını disiplin altına alıp güvenlik açıklarını kapatmak, Her türlü yolcu ve yük taşımasını kayıt altına almak, sektördeki verilere ilk kez gerçek zamanlı ve doğru şekilde ulaşmak, Ulusal güvenlik açısından, taşıma verilerinin anlık paylaşımını sağlamak ve veri analizlerine dayalı gelecek planlaması yapabilmek.

Yukarıdaki planlamaya baktığınızda teorikte belki oldukça makul gözükmekle beraber bazı hususlarda uygulama sahalarında bunun imkân dahilinde dahi olmadığını görüyoruz. Niyet ne kadar iyi olursa olsun sahadaki uygulanabilirliğini işin ehli ile istişare etmeden yapılan çalışmalar hep sorun olmuştur.

U-ETDS, turizm taşımacılık sektörünü de çok yakından ilgilendiriyor

Ağustos ayından beri Antalya, İzmir, Dalaman turistik havalimanları çıkışlarında alıştırma uygulamalarına başlandı bile. Hatta kontrol noktası olması açısından Antalya havalimanı çıkışında Ulaştırma ofisi bile kuruldu.

Yapılan deneme uygulamalarında bile işleri son derece zora sokacağını gösteriyor. Seyahat Acenteleri Yöneticileri Derneği (SAYD) olarak son bir ay içinde Antalya, Ege ve İzmir’de turistik taşımacılık yapan üye incoming firmalarımızdan bu konuda sayısız şikayetler aldık. Daha sonra Antalya TÜRSAB Yöre Temsil Kurulunda (YTK) konuyu enine boyuna konuşmak istediğimizde gördük ki aynı şikayetler birçok TÜRSAB bölge YTK’da olduğunu fark ettik.

Özellikle turizm taşımacılığı dediğimizde ve yukarıda tarifesiz yolcu taşımacılığı kategorisine giren uygulamaların birçoğunun pratikte uygulanabilirliği mümkün değil.

Çünkü;

Turizm taşımacılığı yapan ve yurt dışındaki tur operatörlerin Türkiye’deki yerel hizmetlerini yürüten incoming firmalar yurt dışından gelen bilgilere göre işlem yaparlar.

Tur operatör tarafından gönderilen rezervasyon bilgilerinde yolcunun pasaport numarası yer almaz. Sadece yolcunun adı soyadı, yaşı, cinsiyeti, geliş dönüş tarihi ve uçuş bilgileri yer alır.

Ne incoming firma ve ne de Tur operatörü bu bilgileri “Kişisel verileri koruma kanunu” çerçevesinde paylaşamaz. Özellikle Avrupa’da “kişisel verilerin korunması” kanunun uygulamasında çok hassas ve çok ciddi maddi manevi cezai yaptırımı vardır.

Buradaki firma yetkilisi yolcu hava limanına geldikten sonra otobüse binmeden önce yolcudan pasaport bilgisini alması neredeyse imkansızdır. Tüketici haklarını çok iyi bilen turistik yolcu bu soruyu genellikle garipser ve bu nedenle ya cevap vermez ya da bunu koz olarak kullanarak ülkesine döndükten sonra tazminat davası açmak için bahanesi olur.

Diyelim ki bu uygulama hangi sıkıntı doğursa doğursun uygulamaya konuldu. O zaman size ne olacağını söyleyeyim;

Acente personeli, yolcu hava limanına indikten sonra pasaport bilgilerini alsa bile bu bilgileri U-ETDS sistemine araç hareket saatinden en az 1 saat önce girmesi neredeyse imkansızdır.

Yıllardır hava limanında yolcu karşılayan meslektaşlarımız bunu çok iyi bilir. Bir araç, yolcu valizini aldıktan en fazla 45 dakika sonra hizmet kalitesi açısından hareket etmek zorundadır. Aksi durumda müşteri şikayetleri başlar.

YOLCU HAVA LİMANINA İNDİKTEN 3 SAAT SONRA OTELİNE ULAŞIR

Şimdi önceden alınamamış yolcu pasaport bilgilerinin hava limanlarında alındığını düşünelim; örneğin bir otobüs (en az 40 kişi) yolcunun tek tek pasaport bilgilerini alacaksın listeleyeceksin ve bunu imzalayıp kaşeleyeceksin ve sonrada U-ETDS sisteme yükleyeceksin. Böyle bir uygulamada yolcunun valizini aldıktan sonra havalimanından en erken 3 saat sonra oteline doğru yola çıkar ki; turistik hava limanlarında Haziran-Eylül aylarındaki yoğunluğu dikkate aldığınızda böyle bir zaman dilimi kaosa sebep olur. Sanırım böyle bir karmaşayı hava limanlarını işletenlerde istemez.

Kısaca, pasaportta bekleyen, bavul için bekleyen, otobüste bekleyen, pasaport kaydı için bekleyen yolcu demek kaos demektir.

60 sayfalık yeni ulaştırma yönetmeliğinde diğer bazı garip uygulamalar da var;

Örneğin bir turist yukarıda ki transferi 10-20 dakika ile kaçırırsa acente, o yolcuya gitmesi gereken yere götüremez.

Bu yönetmeliğe göre koltuk numarası girilme zorunluluğu getirilmiştir. Turistik taşımada bu mümkün değil. Tatile gelmiş kalabalık bir turist ailesinin durumuna göre istediği yerde oturabilme özgürlüğü kısıtlanıyor.

Bagaj etiketi zorunluluğu var.  Bunu da uygulamak imkânsız. Çünkü otobüs şoförü yolcuların gideceği otel sıralamasına ve yol durumuna göre organize ederek valizleri bagaja yerleştiriyor.

Ayrıca turistik amaçlı tatile gelenlerden yük bilgileri isteniyor. Böyle bir yoğunluğun olduğu hava limanlarında doğru bilgi alınması imkansızdır.

30 KİLODAN FAZLA YÜKÜ OLAN TURİSTTEN PARA MI ALACAĞIZ ?

Yönetmelikten anladığımız kadarıyla turistik amaçlı tatile gelenlerden 30 kg’a kadar ücretsiz taşınır ibaresi var. Yani 30 kg’dan fazla valizle gelen yolcudan para mı talep edeceğiz?

Böyle bir uygulama özellikle golf, futbol, tenis grupları için ciddi sorun yaratacaktır. Birde şu unutulmamalı ki uçaklarda kabin bagajları otobüslerde aşağı bagaja veriliyor.

Diğer bir uygulamada minibüslerde en fazla 3, otobüslerde de en fazla 6 grup yolcu tabiri var. Bunu Ulaştırma görevlileri minibüslerde 3, otobüslerde 6 farklı otele uğrayabilirsiniz olarak yorumluyorlar.

Böyle bir kısıtlama yaz sezonunda ortaya çıkan transfer aracı sıkıntısını had safhaya çıkaracak ve maliyetleri yükseltecektir.

Böyle bir uygulama ile acentelerin yaptığı günlük turları da imkânsız hale getirecektir. Örneğin, Antalya Perge Aspendos şehir turu yapmak isteyen acente maksimum 3 otelden müşteri alıp tura çıkabilecektir. Böyle bir uygulama hem para kaybına hem de zaman kaybına neden olacaktır.

Yukarıda özetle anlatmaya çalıştığımız Ulaştırma Bakanlığının yeni yönetmeliği, turizm sektörüne getireceği sıkıntılar hala hazırda memlekette iyi giden turizm sektörünü geliştirmek bir yana geri götürecektir. Başta Ulaştırma Bakanlığımız ve Turizm Bakanlığımız olmak üzere turizmle ilgili tüm kamu ve özel kuruluşların bu konuya ivedi bir şekilde el atmalıdır. Aksi durumda turizm sektörünün kullandığı tüm hava limanlarında ve yollarda yeni bir karmaşa bizi bekliyor olacak.

Biz SAYD olarak diyoruz ki;

 Turizm sektörü çok önemli bir kristal vazo gibidir. Dikkatli dokunmazsanız kırılır ve bir daha asla eski haline dönemez. Böyle bir durumda sadece turizm sektörü kaybetmez tüm Türkiye olarak kaybederiz.

Ayrıca turizm taşımacılığı kendine has dinamikleri olan bir sektör. Ne kargo ne eşya ve de ne şehirlerarası taşımacılığı ile aynı kefeye konularak kurallar oluşturulmamalıdır. Ulaştırma bakanlığımızın bunu gözeterek ve sektör paydaşlarıyla istişare ederek sadece turizm taşımacılığına özel politikalar geliştirmelidir. Aksi durumda mevcut yolcu taşıma yönetmeliği uygulamaya konduğu anda sektörde ciddi bir karmaşaya ve hatta kaosa sebep olacaktır.

2018 yılı ile birlikte toparlanma sürecine giren turizm sektör yeni bir taşıma krizi ile kendi ayağına sıkacak konuma gelmeden bu konuyu çözmeliyiz.

 

Yorum Yaz