We-Flytour-GM-Banner-Animation
atf_banner-02
Anasayfa Sektörel Haberler YENİ KONSEPT; ALLAH BİZİM SONUMUZU HAYIR ETSİN

YENİ KONSEPT; ALLAH BİZİM SONUMUZU HAYIR ETSİN

GM Haber Merkezi

Kefaluka Resort Hotel Genel Müdürü Cengiz Yıldırım, GM Turizm ve Yönetim Dergisi’ne özel açıklamalarda bulundu. Yıldırım, turizm sektörünün kilit konularına değindi. Deneyimli turizmci; personel sorunu, fiyat politikası, rakip destinasyonlar ve farklı segmentlerin hedef kitleleri ile ilgili iddialı açıklamalar yaptı.

“PERSONEL EĞİTİMİ İLE ALAKALI ÇOK CİDDİ MÜCADELE VEREN BİR JENERASYONUZ”

Daha önce bir röportaj vermiştim, bir sürü olumsuz yorum yapılmış. Türkiye’de insanları mutlu etmek çok kolay olmuyor. Biz turizmde personel eğitimi ile alakalı çok ciddi mücadele veren bir jenerasyonuz. Çünkü biz de oradan geliyoruz. Kötü yerlerde kaldık, bize yemek vermediler, içecek vermediler, sigortamızı yatırmadılar. Biz bunlar olmasın diye patronlarımıza baskı yapıyoruz, iyi servis vermek, iyi hizmet vermek için mutlaka kaliteli personel bulmamız lazım. Kendine saygısı olan insanların yatabileceği kalitede yerler yapmak, sağlıklı yemekler yedirmek, sosyal hayatlarını yaşayabilecekleri ödemeler yapmamız lazım. Bunun mücadelesini veriyoruz. Fakat hala üçün beşin peşinde olan millet eleştiriyor. Türkiye’de eleştirmek çok kolaydır, herkes eleştirir. Hiç kimse bir noktaya çıkmak istemez, yukarıdakini aşağı çekmek isterler maalesef.

“BÜTÇEYİ YAPTIK, TUTMA İHTİMALİ ÇOK AZ”

Memlekette turizme gelince hiçbir şeyi öngörmek mümkün değil. Yine bir bütçe yaptık, tutma ihtimali çok az. Genç müdürlere soruyoruz, onlar ‘Patlar, uçar gider’ diyor. Bizim gibi belli bir yaşa gelmiş müdürlerin hepsi, ‘Sezon sonunda konuşmak lazım’ diyorlar. Geçen seneyi her gün başka stresle yaşayarak hasbelkader bitirdik. Bu sene de yine gelir belli, gerçekleşir-gerçekleşmez ama bir gelir var. Gider hiçbir zaman belli değil, her an artabilir. Enflasyonu öngörmek mümkün değil, hükümetimiz öngöremiyor. Euroyu, doları öngörmek mümkün değil. Biliyorsunuz ülkede bir şey üretilmediği için her şey ithal ediliyor. İthalatla, yabancı parayla yaşadığımız için buna mahkumuz.  Gidişatımız iyi değil. Buna rağmen hala otel açılıyor, dev dev oteller yapılıyor. Çok ciddi personel aranıyor, personel kaynağımız yok, nereden bulacağız bilmiyoruz.

Peki artılarımız yok mu?

Maalesef… Artılardan bahsederken maalesef der mi insan? Artımız fiyatımız.

“YAKINDA JÜPİTERDEN TURİST GETİRMEYE ÇALIŞACAĞIZ”

Enflasyondan dolayı döviz bazında da fiyatlarımızda bir artış var.

Doğru, adamın ülkesinde yüzde 8, yüzde 10’luk enflasyon var. Bizde çok daha fazla enflasyon var, fiyatı artırıyoruz. Orta Avrupalı adam bunu anlamakta zorluk çekiyor. Siyasi sebeplerden de gelmek istemiyorlar, “Bu ülkede insan hakları yok” diyorlar.  Hangi pazara geçeceğimizi şaşırdık, çok yakında Jüpiter’e falan gideceğiz, orada fuar bakacağız, ‘Acaba oradan getirebilir miyiz?’ diye.

Hollandalı gelmiyor, 800 binden 450 bine düştü. Alman gelmiyor, o gelmiyor, bu gelmiyor. Çünkü bu iş siyasete döndü. Fiyatımız cazip, hizmetimiz, servisimiz her zaman iyi.

Bu enflasyonist ortamda rakip destinasyonlarla fiyat makası azalmış durumda. Fiyat avantajımızı kaybediyor muyuz?

İspanya’da adamın oda kahvaltı fiyatıyla senin ultra her şey dahil fiyatın kafa kafaya geliyor. Dolayısıyla Türkiye’ye gelen insan kalitesinde çok ciddi düşüş var. 2-3-4 çocuklu aileler buraya geliyor. Onlara hitap eden bir ülke olduk. Yoksa bizim hizmetimizle bugün Avrupa’da hiçbir resort bölgenin rekabet edebileceğine inanmıyorum.

Türkiye’nin pahalı olduğunu söyleyenler var…

Evet pahalı. Biz geçen sene euro bazında fiyatlara yüzde 20’nin üzerinde bir zam yapmak zorunda kaldık. Çünkü başka türlü bu bir ticari işletme olmaktan çıkıyor. Üstüne bir kızılay koymak lazım herkes gelsin bedava yesin, içsin diye.  Fakat buna rağmen, aldığımız ürünlerin fiyatlarının bizim maliyetlerimizi yine üzerinde çıkacağına eminiz.

Bodrum’un hedef kitlesiyle ilgili düşünceleriniz neler. Bir yandan üst segment sayının artması ve fiyatların bu yöne doğru gitmesi, diğer yandan uçak kapasitesini dolduracak orta ve alt segmentin bulunmayışı ve arayışı söz konusu…

Ben bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Çok büyük bütçelerle dev oteller yapılıyor. Fakat Bodrum’a gelen kaliteli misafirin, yüksek fiyatla geldikleri yerler belli. Türkbükü’ne geliyor, bir mısıra 50 euro veriyor. 400-500 oda bir otel yapıp çok yüksek fiyat koyuyorlar. Bu fiyatı verecek insan, diğer bin kişiyle aynı plajdan denize girmek, aynı restoranda yemek yemek, aynı lokasyonda olmak istemiyor. Bodrum’da kaliteli misafir küçük butik otellere geliyor. Büyük tesis yapıyorlar, bizim 400-450 personelle yaptığımız işi 800-900 personelle yapmaya kalkıyorlar. Dolayısıyla personele ihtiyacımız oluyor. Bu kar marjlarıyla ticari işletme olmuyoruz, bunun sonu yok. Daha ne kadar vereceğiz? Şimdi mesela bir Maxx Royal yapılıyor. Duyduğumuz kadarıyla 280 oda civarında, bin 200 personel çalışacak. Biz hepimiz personeli aynı yerden alıyoruz. Nasıl olacak bu iş? Maxx Royal’de Çomakdağ’dan getirecek maid’i ben de Çomakdağ’dan getireceğim. Ben aynı hizmeti 100 liraya satacağım, Maxx Royal bin liraya satacak. Tesisi fiziki olarak yaptırmak bir şey değiştirmiyor, parayı verip yaptırırsınız. En iyi ürünü de alabilirsiniz ama onu servis edecek personel de gerekiyor.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Son olarak; yeni konseptimiz ‘Allah sonumuzu hayır etsin.’

Yorum Yaz