TUROFED Yönetim Kurulu Başkanı Sururi Çorabatır, konaklama vergisinde erteleme talep ettiklerini söyledi. Salı günü konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a konuyu ileteceklerini söyleyen Çorabatır, “Konaklama vergisinin ertelenmesini talep ediyoruz. Salı günü TÜROFED Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanımıza bu konuyu ileteceğiz. Bunun yanında meslek birliği talebimizi ileteceğiz” dedi.
Bugün gerçekleşen 12. Uluslararası Resort Kongresi’nde konuşan Çorabatır konuşmasına şu ifadelerle devam etti;
“Turizmin sadece bugünü temsil etmediği, yarınımız ve geleceğimiz olduğu ve bu anlayışın Sürdürülebilir ve Sosyal bir şekilde gelecek nesillere taşımanın hepimizin sorumluluğu olduğu gerçeği de pandemi döneminde buzdağının küçük bir parçası olarak ortaya çıktı.
Ülkemizin 1 numaralı stratejik sektörü turizmin geleceğini tartışmak demek, ülkemizin geleceğini tartışmak, gençliğin geleceğini tartışmak, dayanışmanın, tüm dünyayla entegre olmanın bilincini tartışmak, iklim değişikliğinin, çevrenin, teknolojinin, insan hayatının geleceğini tartışmaktır.
Son 3 yılda ortak akıl, dayanışma, sosyal sorumluluk yeni yaşam kodlarımız olarak hayatımıza girerken, barışın temelini, köprülerini oluşturan turizmin de oynadığı rolün önemi daha iyi anlaşılmakta.
40 yıllık bu yarışta tüm krizlere rağmen büyük başarılar elde ederek yolumuza emin adımlarla devam ettik. Oyunun kurallarının yeniden yazıldığı bu dönemde, yarış ve sert rekabet yeniden başladı.
Teknolojinin çılgınca yarıştığı bu dönemde, büyük balık değil hızlı balık kazanacak. Sektörümüzün her ayağı çok güçlü olmak zorunda, hızımızı arttıracak yasal düzenlemeler ve teşvikler, yeni pazarlama anlayışı, çevresel yaklaşımlar, veri analizi, temiz enerji kullanımı ve farklı kuşaklara yaklaşımımız bu yarışta hızımızı belirleyecek.
Nitelikli çalışan sayımızı artırmalı, eğitime ve bilime önem vermeli, hizmet anlayışımızı ve kalitemizi her geçen gün daha yukarıya taşımalıyız.
Malum hepimizin bildiği gibi bu sene tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik sıkıntılar ve akabindeki enflasyon maliyetlerimizi çok etkiledi. İşgücü, enerji, yiyecek-içecek maliyetlerinin yükselmesi, yatırım maliyetlerinin yükselmesi turizmcilerin rekabet gücünü etkiliyor.
Konaklama vergisinin ertelenmesini talep ediyoruz. Salı günü TÜROFED Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanımıza bu konuyu ileteceğiz. Bunun yanında meslek birliği talebimizi ileteceğiz.
Dijital platformlar, online içerik yönetimi ve veri analizi turizm sektörünün yeniden eski canlılığına kavuşmasında olmazsa olmazlarımızdan. Ancak, dijital dünya ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ederken turizmdeki insan öğesine de gereken önemi vermeliyiz. Çünkü her ne kadar teknoloji ve dijital imkanları konuşsak da hizmet veren de hizmet alan da insan. Turizmde başrolde hep insanlar olacak. İnsan ne kadar önemliyse çağın gerekliliklerini de yerine getirmeliyiz.
Ziyaretçilerimize büyük kolaylık sağlayacak hizmetler üzerinde çalışmayı da sürdürüyoruz. TÜROFED ve Google arasında imzalanan işbirliği anlaşmasıyla misafirlerimiz için daha özgün deneyimler sunmayı, zaman tasarrufunu ve seyahat endüstrisi için standardı yükselten kolaylıklar sağlamasını hedefledik.
Bu işbirliği ile işletmelerimiz hem Pazarlamalarını, hem tanıtımlarını, hem de Rezervasyonlarını çok kolay ve verimli bir şekilde yaparken, sonuçlarını izleyerek verimliliğini ölçüp, ona göre stratejik planlama yapabiliyorlar.
Araştırmalara göre dijitalleşme yönünde yapılan yatırımlar, ziyaretçiler için bir destinasyonun çekiciliğini artırırken, yaratıcılık ve rekabeti de destekliyor. Çağın gereklilikleri doğrultusunda teknolojiye adaptasyon ve dijitalleşme alanında faaliyetlerimizi artırarak sürdüreceğiz.
60 sektöre katkı sağlayan bu sektör, bizim olduğu kadar Türkiye’nin de gururu. Sektörümüzün daha da güç kazanması demek, Türkiye’nin güç kazanması, yeni neslin moral kazanması demektir.
Etkisini geride bırakmaya başladığımız pandemi dönemi, yeni normalleri de beraberinde getirdi. Yaşadığımız değişim zorlayıcı olduğu kadar öğretici de oldu. Salgın tedbirleri ve güvenli turizmin yanı sıra, değişen trendleri göz önüne alarak turizm türlerinin ve pazarlarının çeşitlendirilmesi için çalışmalar yaptık. Dünya turizm sektörü de yeni akımlara yöneldi.
Micro turizm, yeşil turizm, hiper turizm, okasyonel turizm gibi kavramlar hayatımıza girdi. Bir başka deyişle, plansız, az konaklamalı, alışılmışın dışında, solo, minimalist, yeşile ve çevre duyarlı seyahatlerin sayısı arttı.
Global araştırmalara göre; yeni bir deneyim yaşamak tatilciler için çok daha önemli hale gelirken, her 4 kişiden 1’i yeni bir kültürü deneyimlemek istediğini belirtiyor. Değer-maliyet kıyaslaması seyahat tercihlerinde öne çıktı. İşte bu noktada, Türk turizmi hizmet kalitesi, gastronomisi, eşsiz misafirperverlik anlayışı ile rakiplerine fark attı.
Geçtiğimiz süreçte turizmin 12 aya ve tüm Türkiye’ye yayılması amacıyla gastronomi başta olmak üzere kültür, spor, doğa, sağlık, kış turizmi gibi alanlara yoğunlaştık. Turizm Geliştirme Ajansı da, günün koşullarına göre hareket eden yapısı ile Türkiye’nin sadece yaz tatili için cazip bir destinasyon olmadığını, farklı turizm kollarında da marka olduğumuzu tüm dünyaya tanıtarak bize çalışmalarımızda büyük kolaylık sağladı. Bu noktada yapılan etkinlikler ve organizasyonlar elimizdeki zenginliği tanıtmak için önemli çalışmalardır.
Bakanlığımızın Kültür Yolu Festivalleri Türkiye için çok değerli. Yapılan spor etkinlikleri de keza öyle. Tour of Antalya, Kapadokya Ultra Trail gibi spor etkinlikleri çok önemli tanıtım argümanlarıdır. Gastronomi etkinlikleri ise başlı başına bir değer. Bu etkinliklerin de planlamasını iyi yapmalıyız.
Turizmde çeşitliliği artırmak ve sürdürülebilir turizm için tesislerimizi tamamen doğa dostu hale getirmek için de yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Türk turizmi için hayati ve artık kalıcı hale gelen Güvenli Turizm Sertifikasını, Ekolojik, Sıfır Atık hedefli, Yeşil Turizm Sertifikası şeklinde genişletmek önümüzdeki yıllarda bize büyük katkı sağlayacaktır.
Hem kamu hem özel sektör olarak Paris anlaşmasından doğan yükümlülüklerimizi özümsediğimizi ve bu çerçevede gerekli değişiklikleri yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Çevresel sürdürülebilirliğin önemini doğru kavramalı ve bunu toplumumuzun geneline yaymalıyız. Tüm ülkeler uygulayacağı için her zamanki gibi bu konuda ön almamız bize avantaj sağlıyacaktır.
Her düzeyde sürdürülebilir bir gelecek için bir yandan doğal kaynaklarımızı korurken, diğer yandan da personelimize yatırım yapmaya devam edeceğiz. Ülke olarak kalkınmamızın en kıymetli unsurlarının başında insan kaynağı geldiğini biliyoruz.
Konuşmamın başında bu yılı 2019 rakamlarının üzerinde tamamlama hedefimizden bahsetmiştim. Yanı başımızda yaşanan savaş başta olmak üzere, yaşanan tüm zorluklara karşın turizmciler olarak kritik bir başarı yakaladığımızı düşünüyorum. Sektörümüzün yatırımcılarına, işletmecilerine, çalışanlarına, desteklerinden dolayı yürekten teşekkür ederim. Bu başarı acentalarımızın, havayolları şirketlerimizin, yatırımcımızın, rehberlerimizin, tüm sektör paydaşlarının, kısaca hepimizindir.
Türkiye’nin ekonomisine olumlu katkı sağlayacak en milli sektör olarak 100 milyon turist, 100 milyar dolar turizm geliri hedefiyle yılmadan çalışmayı sürdüreceğiz. Bu önemli kongreden çıkacak mesajlar, stratejiler, tavsiyeler, yeni yol haritamızı çizerken ışığımız, yeni dönemin vizyonu olacaktır.
Malum bugün turizmin bugünü ve yarını konuşulacak. Bildiğiniz üzere Türkiye rakiplerine oranla turizmde çok daha yeni. Ancak büyük bir başarı hikayesi yazarak şimdi dünyanın en önemli turizm ülkelerinden biri haline geldik. Gelirimizi yukarıya taşıyacak bir anlayışla hareket etmeliyiz.
Gelirimizi artırmak için 12 ay turizm ve turizm çeşitliliği ve turizm bilincini geliştirmek büyük önem arz ediyor. Bunu sağlarsak başta personelimiz olmak üzere ülke ekonomisine katkımız daha da artacaktır. Yeni bir başarı hikayesi yazmak için bu sektör hazır.
Tüm sektörümüze, krizsiz, sağlık, huzur ve bereketli bir yıl diliyor saygılar sunuyorum.”