We-Flytour-GM-Banner-Animation
atf_banner-02
Anasayfa Sektörel Haberler TURİZMİN İNSANDAN ALDIKLARI

TURİZMİN İNSANDAN ALDIKLARI

 

Nevzat Çelebi yazdı: turizmin insandan aldıkları ve insana verdikleri neler hep birlikte inceleyelim…

Management

MERHABA Değerli Meslektaşlarım & DOSTLARIM

Sağlık, Huzur, Keyif, Mutluluk ve Hayır; Hanelerinizi Bereketle Gönüllerinizi Neşe İle Doldursun.

Otelcilik’te Geleneksel /Alaylı Jenerasyon, Biz ve Bizden Sonraki Genç Jenerasyon

Bir çoğu bugün emekli işlerinin ehli olan, emektar ve mesleğin altın nesli abilerimiz vardı bizim. Bizler mesleğe başladığımız yıllarda; abilerimizin bir kısmı zamana günün koşullarına ayak uydurarak mesleğe devam ederlerken, bir kısmı da yaşlı denilerek oyun dışı bırakıldılar. Bu neslin özelliklerini; disiplinli ve sorumluluk duygusu yüksek, ciddiyete, hiyerarşiye, saygıya önem veren, karar alırken konu üzerinde daha önceden ders çalışarak tecrübelere dayandırılan kararları alma yetisi güçlü bir nesil olarak özetleyebiliriz. Faturalarını zamanında ödeyen, sözü senet olan, otoriteye yüksek saygısı olan, sosyal düzenden yana olarak bilinen bu nesil; işine ve işyerine sadık çalışanlardı. Kendini işine ve ailesine adamış bu nesil takım çalışmasına ve işbirliğine sıkı sıkıya bağlıydılar.

Bu abilerin arkalarında okullu, eğitimli, refah ve iyimserlik çağının çocukları büyümekteydi. Bu nesil okullu ve eğitimli olmanın yanı sıra abilerinden sıkı çalışmayı, güvenmeyi, inanmayı ve başarı için bir bedel ödenmesi gerektiğini öğrendi.  İşte o noktada iş koliklik nesli başladı. Bu nesil adım, adım terfi etmeye inandırıldı. Sektörün hızlı büyüdüğü bu yıllarda; toplumun ve ailelerin turizme, otelciliğe bakış açısı  güvencesi ve geleceği olmayan bir iş tavrıydı ki; arada kalan bu nesil  iş ve hayat arasında bir denge sağlamaya bir önceki nesilden daha fazla talipti. Bu nesil sadakatle sürekli öğrenmeye ve yeteneklerini geliştirmeye önem verdi. Bu nesil teknik konularda kabiliyetlerini öyle geliştirdi ki saat odaklı değil iş bitirme odaklı çalışmaya koyuldu.

Eleştiriye açıklıklarının yanında; değişime, gelişime çabuk adapte oldu. Bu nesil teknolojiyle tanıştı. Zamanla teknolojiye takım olarak yatkınlık gösterme eğilimine girdi. Farklılıkları kucakladı, iyimserdi, iş, işleyiş ve yaşam kültürü ve değerlerine kolay adapte oldu. Esnek, daha dengeli bir yaşam arzusu içerisine girdi. Bu nesil işlerinin yanı sıra çalışarak ve yaşayarak büyüdü aynı anda bir çok görevi yerine getirdi. Bu nesil benim neslim, benim jenerasyonumdu. Kendine güvenen karşısındakine bunu yansıtabilen bir nesil olduk bizler.  Bizler de yaşayarak öğrendik ki; karşılıklı ve ortak çıkarların, hakların doğru oluşturulamadığı tesislerde iş etiğinin eksikliği işveren ve çalışan arasında çatışmaların ana kaynağını oluşturuyor.

Genç nesil otelci adayları  son dönemde “tembel” olarak değerlendiriliyor. Yatırımcılar genç ve dinamik bir işgören kadrosu isterken, profesyoneller işi bilen tecrübeli olgun işgören peşindedir her daim. Tesislerde yaşanan gerçek; genelde genç çalışanların kendilerini işlerine adamadıkları ve sadece gerekli olduğu kadar veya biraz fazla çalıştıkları şikayet olarak gözlemlenirken; bizim jenerasyonumuz bu kuşağın aksine işkoliktir. Gelenekçi kuşak abilerimiz ise; daha sıkı çalışan bir nesli yetiştirmiş ve yönetmiş olmalarından dolayı tecrübeli ve sorumluluk sahibi olan bizim kuşağımızı genç kuşaktan daha fazla çalıştırır durumdalar. Genç çalışanlar daha “ben” merkezlidirler. Yaşlı kuşaklara göre daha hızlı terfi etmek isterler ve iş hayatlarının daha az önemli bir kısmını oluşturur.

 Otelcilik sektöründe ki genç jenerasyonun önceki kuşaklara göre aynı yaşlarda daha çok iş değiştirdiği görülüyor. Tesislerde; yaşlı çalışanlara yaşları ve tecrübeleri için hürmet edilirken, aynı zamanda genç çalışanları yetenekleri için takdir eden işletmelerin çalışanlarının saygısını kazandığı aşikardır. Yeni nesil sektör çalışanlarının saygı ve otorite konusunda müdürlerinden “şöyle yap çünkü ben öyle yapmanı söylüyorum” yaklaşımı için şikayetleri hiç bitmemekte.

İşletme sahibi, profesyonel yönetici ve çalışanlararasında çıkan çatışmalar genellikle yorumlama ve yanlış algılama hatalarından kaynaklanır. Yatırımcı, yönetici, personel ve/veya misafir arasında çıkan çatışma ile başa çıkmada en etkin yol iletişimdir.  Kuşak/Jenerasyon farklılıkları eğitim ve öğrenim stili ihtiyaçlarını da farklılaştırmaktadır. Maalesef üzülerek yazıyorum ki; işin önemi ve niteliği halen çalışmakta olan ve gittikçe yaşlanan otelci personel arasında da, işe sektöre yeni girenler arasında da azalmakta.

Bunun ana sebebi; işletmecilerin çalışanlarına olan sadakat algısının gittikçe azalması hatta yok olması olarak bakabiliriz. Hizmet sektöründe ki önemli bir algı olarak; çalışanlar genellikle kendilerini mutlu eden işyerlerinde kalıcı olmaya meyilli olurlar. Yaşlıların tecrübesine ve yeteneklere saygı gösterilen ve yeni çalışanların katkısına minnettar olunan işyerlerinde personeli kazanma ve elde tutma oranları da yüksek olur.

Yaşam sürecimizin hızla aktığı hayat yolculuğumuzda zaman, köklü değişimleri de beraberinde getiriyor. Değişen toplumsal değerler, yaşam standartları, teknoloji kullanımları, aile yapıları, iş hayatına bakış, giyim ve müzik tercihleri açısından incelediğimizde kuşaklar arasındaki farkın büyük bir hızla büyüdüğü, aranın açıldığını görüyoruz.  Etkin bir yönetim ile misyonu, vizyonu bulunan ve belirli bir kültüre sahip olan kurumlar, güçlü bir iletişim ağı ile şeffaf bir yönetim sistemi içerisinde olmalı diye düşünüyorum. Hedefimiz en başta “birbirimizi anlayarak, birlikte çalışıp”  ortak amaç olan geleceğimizi kurmak ve yönetmek olduğunu unutmalıyız.

Kimse bizi kendimize sakladığımız bilgi/beceri, deneyim ve tarzla anmaz.

Eğer bu gün paylaşmazsanız; yarın da düne benzeyecektir.

Eğer hiç paylaşmazsanız çok ta önemli değil zaten.

Hissettiklerinizi söyleyin. Düşündüklerinizi yapın.

Ölüm yaşlanmakla değil; unutmak ve unutulmakla gelir.

Unutmadan/Unutulmadan; güzel olan her şeyi ve sevgiyi paylaşmak umudu/dileği ile.

Yorum Yaz