We-Flytour-GM-Banner-Animation
atf_banner-02
Anasayfa YazarlarNevzat Çelebi NEVZAT ÇELEBİ – BENİM ÜLKEMDE TURİZMCİ, OTELCİ OLMAK

NEVZAT ÇELEBİ – BENİM ÜLKEMDE TURİZMCİ, OTELCİ OLMAK

Günden güne umudumuzu yitirdiğimiz geçmeyen ve bitmek bilmeyen 2016 yılından kurtulduk.

2017 için en güzel dilekler ile tüm Dünya’ya Come to Turkey.  Welcome to Turkey.  desek bunca olumsuzluk ve kötü gidişatın ardından; Güzel bir tohum atsak, (Dilek tutsak) tüm pazarlardan uçaklar Türkiye’ye yönelse diye, ne olur?

Yüzbinlerce insanımızın yüzü tekrar gülse, huzur, mutluluk yayılsa tüm Dünya’ya!…..

Böyle çok şey mi istemiş oluruz kii? Güzel düşünelim ve herşey çok güzel olsun.

Biz turizmcilerin her seneden öğrendigimiz birçok şey oluyor.

Yenı Yılımız Kutlu Olsun  Allah’tan hepimize bol şans ve doğru yoldan bizleri ayırmamasini diliyorum.

Kendimi; 2017 İçin Allah gördüğümüzden geri koymasın demekten alakoyamıyorum.

 

Yıllardır dünyada ırklar ve medeniyetler arasında siyasi, kültürel ve ekonomik krizler, savaşlar ve gelişmeler yaşanmış her ırktan ve medeniyetten yüzbinlerce/milyonlarca insan ölmüş. Sonucunda; Yeni oluşumlar ve barış ile, büyük değişim, gelişim hatta medeniyetler meydana gelmiştir. Çoçuklarımızın geleceği, huzuru, mutluluğu için yaşanılabilir bir dünya bırakabilmemiz için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi; ”Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözü ve felsefesi ile üstün bir hukuk kuralı olan bu bakış açısı; Bir taraftan yurt içinde huzur ve sükûnetle, güven içinde yaşamayı, diğer taraftan da milletlerarası barış ve güvenliği en önemli hedef olarak gösterir. Kolektif güvenliğin, milletlerarası barışın korunmasının ve devamlılığının Dünyamızın ve çocuklarımızın geleceği için en önemli unsur olduğunu hiçbir zaman unutmamamız ve unutturmamamız gerek.

 

Savaşlar ailelerden ya babaları, ya da evlatları alırken, Barış huzur, ekonomi ve yaşamın kutsallığını besler.   Turizm; Toplumları kültürel olarak birleştirip geliştirirken, ekonomik olarak ta büyümelerini sağlar. Çok konu da siyaset üstü ortam ve ilişkiler varederek, değişim ve gelişime öncülük eder.  Ekonomik belirsizlikler ve dalgalanmalar sektörün ve işletmelerin faaliyetlerini önemli ölçüde etkiler. Ekonomik dalgalanmalar ve istikrarsızlık gerek global olarak, gerek lokal olarak pazarlarda ki arz talep dengesini bozarak piyasada ki işletmelerin kullanacağı girdilerin ve pazarlayacağı ürünlerin fiyat, doluluk ve gelir hatta yatırım kararlarını, kar marjlarını etkileyebilmektedir. Kriz; şirketlere her ne kadar fırsat ortamı yaratabilse de kelime anlamı olarak, panik ve kaos ortamını oluşturmaya yeter. Kriz ortamı sektörün ana bacakları olan tur operatörü, taşıma ve konaklama kanatlarında ki rekabet ortamını kötü etkileyerek fiyat ile satışı öne çıkarttığı için sektör bu rekabet koşullarında gelir ve kar kaybına uğrar.

Kriz ortamı ayakta kalma çabasıyla bitmek bilmeyen koşuşturma ve çalışma ortamı varettiği için şirketlerin yönetimini, düzenini zorlaştırır. Diğer yandan bakış açılarını izlediğimizde kriz ve yönetim her zaman bir aradadır ve bir bütün olmak zorundadır. Stratejik bakış açısını yakalamış, yönetiminde stratejik taktikleri doğru belirleyip, uygulayan, kullanan şirketler, krizde rutin yönetimle işletilen şirketlere/tesislere göre daha az zararla krizden çıkmayı başararak bu kaostan kurtulurlar. Sektörde kriz süreçlerinde satışın zorlaştığı hatta imkansızlaştığı, dolulukların ve gelirin dip yaptığı bu süreçte; İşletmeler belirsiz rekabet ortamında kendi kaderlerini belirleyecek önemli kararlar almak zorunda kalarak, geleceklerine yön verme çabasına girerler.

 

Bu süreçte alınan tüm kritik kararlar her işletmenin varlığını ve değerlerini koruyabilmesi sürekliliğini sağlayabilmesi için acilen planlanarak zamanında uygulanmazsa, ani değişimler daha zor günleri getirecek sorun daha da büyüyerek şirketlerin kapanışına, batışına kadar gidecektir. Kriz sürecinde sektörün en büyük sıkıntısı zaman baskısının yüksek olmasıdır ki, turizmin gerçeği olan sezon ve periotlardan oluşan süreçte gelirlerin planlanmış olmasından kaynaklıdır. Bu belirsiz ortamda alınacak olan kritik kararların şirketin hesap planında, para planında, yapısında ve sahip olduğu tüm değerlerde kalıcı ciddi tehdit ve zarar oluşturmadan bu kaostan kurtulma çabası tamamen krizin başarılı yönetimi ile mümkün olacaktır. Herhangi bir nedenle ülke ekonomisinin de içinde bulunduğu dar boğaz, kriz ve benzeri olumsuz durumlarda turizm sektörü ve doğal olarak konaklama işletmeleri içinde büyük bir kriz ve kaos nedeni olabilmektedir. Bu tür durumlarda işletmeleri/şirketleri en çok sıkıntıya sokan unsurların başında borçlar, kredi ödemeleri, enerji ve personel ödemeleri ile vergi ve sosyal sigorta ödemeleri oluştururken, çalışanlar açısından en büyük sıkıntı da işsiz kalma korkusu şirket içerisinde ayrı bir kriz nedeni olabilmektedir.

 

Dış çevre faktörleri özellikle ekonomideki yaşanan çeşitli dalgalanma dönemlerindeki belirsizlikler, ekonomik dengesizlikler ve enflasyon ortamından doğan fiyat yükselişleri, işletmelerin maliyetlerini arttırırken, satın alma ve ödeme gücünü azaltarak sundukları ürünlerin satış rakamlarını kriz sürecinde arttıramamalarından kaynaklı ciddi gelir ve kazanç kaybına da uğramaları söz konusudur. Kriz dönemine yakalanış sürecinde; işletmelerin güçleri ve mali yapılarının ve üretim yeteneklerinin çok önemli olduğu aşikardır. Bu konu bazı zamanlarda ciddi olumsuzluklara neden olabilmektedir.  Bu tür durumlarda yaşanılan ortamın ve krizin tanımından başlayarak, kapsamı, sebepleri, süreci, tesise/şirkete olası kötü yansımaları ve sonuçları masaya yatırılarak kriz yönetiminin stratejilerinin oluşturulup, alınan kararlar doğrultusunda, oluşturulan stratejilerin doğru zaman ve yöntemler ile uygulamaya konulması önem arzeder.

 

Konaklama işletmeleri açısından olumsuz anlamlarda kullanılan kriz deyimi; Küçülme, daralma ve sıkışma anı olarak tanımlanırken, birçok tedbirin ve rejimin uygulamaya alınması da demektir. İstem dışı öngörülenin dışına çıkılarak, bir belirsizliğin içene düştüğünü düşünen işletmeler krizi olumsuzluk anlamlarının yanı sıra geçici bir süreç olarak ta görmektedir. Şartlar ne olursa olsun, doğru yönetim şekilleri her zaman işletmelerin asıl kurtarıcısıdır. İstem ve öngörü dışında kalan sürpriz süreçlerin yönetim şeklini belirlemek için öncelikle tesis/işletme yönetiminin krizi tanıması ve tanımlaması gerekir.

 

Kriz: “Karar”, “ayrılmak” anlamına gelirken, işletmelerde bir sürecin içinden bir sürecin içine veya bir sürecin içinde bir duruma geçişin başlaması için ortaya çıkan bir karar ya da kararsızlık anını ifade etmektedir. İstem ve öngörü dışında ansızın, plansız ve programsız çıkagelen kriz sürecinde hiçbir şey eskisi gibi ilerlemez ve eskisi gibi olamaz. Bu süreç bir anda yeni bir oluşuma ve yeni bir oluşa da kavuşturulamaz, kavuşamaz. Hatta yeni oluşumunda yönü yöntemi o anda belli değildir. (Akıl yolu ile içerisine düşülen süreçte ki duruma ve şartlara, sorunlara çözüm üretilir.) Kriz diye adlandırdığımız süreç her ne kadar bize panik ve kaos ortamında tehlikeyi getirse de; diğer yandan bir çekiciliği de vardır ki, bu da “fırsat” olarak ifade edilir. Yani kriz sürecine aynı anda hem olumlu hem de olumsuz çağrışımlar yüklemek mümkündür.

 

Kriz süreci geleceğin yeniden tanımlandığı ya da, tasarlandığı bir ortam yaratabilmekte; Büyüme, küçülme, farklı bir ürün, başka bir organizasyon, yeni bir iş veya iş alanı, yeni bir bölge gibi birçok faktör gelecek şekillenmesinde etkili olabilmekte. Krizi fırsata dönüştüren yaklaşımlarda bu gelecek tanımlaması ile ilgili olmakta ve oluşmaktadır.  Kriz kelimesinin herhalde ilk kullanıldığı alan tıp olabilir. Çünkü kriz anı bir nevi ciddi bir hastalık sürecidir diye düşünmeden edemiyorum.  Kriz diye adlandırdığımız olay veya süreç gerçekle yüzleşmenin zorluğudur bir nevi.

 

Hayatımızda; Genel itibariyle düşünebildiğimiz fakat beklemediğimiz olayları kriz diye adlandırıyoruz.  Turizm sektörü için krizin tanımı; Birdenbire meydana gelen kötüye gidiş yönündeki gelişmeler ve tehlikeli an “İçinden çıkılması zor durum”,  olarak tanımlanabilir diye düşünüyorum. Diğer yandan; Beklenilmeyen, önceden sezilmeyen, çabuk ve acele cevap verilmesi gereken, sektörü aniden etkisi altına alarak, sektörde ki aktörlerin önleme ve uyum mekanizmalarını yetersiz hale getiren, mevcut değerlerini, amaçlarını ve iş görme usullerini tehdit veya altüst eden gerilim haline de kriz diyebiliriz. Bu durumda kriz geleceğin yeniden tanımlanması, yeni ürün stratejilerinin, yeni pazarların bulunması, farklı bir organizasyonun oluşturulması, yepyeni bir geleceğin şekillendirilmesine neden de olabilir. Kriz, sektörün ve işletmelerin hiyerarşik yapıları içindeki üst düzey yöneticiler tarafından beklenmeyen ve önceden anlaşılamayan bir durumdur.

Bu açıdan kriz “çabuk ve acele uyum sağlamayı gerektiren değişiklikler” olarak görülür. Bu sürecin başlangıcında veya sonunda işletmelerin pazar payı küçülebilir, marka bilinirliği azalabilir veya bunun gibi konsepti, ürünü / hizmeti ve işletmenin kendi dinamiklerini etkileyen kriz ortamı yaşanabilir. Sonuç; konjonktörel olarak sektörün düştüğü kriz sürecinde, işletmelerin krizle baş edebilme yöntemlerini yani kriz yönetimini; öncelikli olarak kriz kavramını anlayarak ilkelerine yönetim şekillerine yerleştirirse, olası hastalıklardan, sıkıntılı süreçlerden kurtularak, gelişimini ve kalıcılığını daha sağlıklı ve verimli olarak tamamlayacaklardır.

 

IŞIK VE SEVGİ İLE KALIN