We-Flytour-GM-Banner-Animation
atf_banner-02
Anasayfa Sektörel Haberler İŞTE ÜLKELERİN TURİZM POLİTİKALARI

İŞTE ÜLKELERİN TURİZM POLİTİKALARI

Turizm sezonu başladı. Birçok ülke terör saldırıları nedeniyle zor bir sezon geçiriyor. Yaşanan gerilimlerden ötürü turist sayısındaki ciddi düşüş gözleniyor. Turizmciler, içinde bulundukları krizi farklı yollarla aşmaya çalışıyorlar. Kuzey Haber Ajansı’nın yaptığı araştırma ülkelerin turizm politikalarını gözler önüne seriyor.

krabi-beach-3612x2214-thailand-best-beaches-in-the-world-tourism-3410
Türkiye, son dönemdeki terör saldırıları ve Rusya ile yaşanan gerginlikten dolayı turizmde zor bir sezon yaşıyor. Ülkeye gelen yabancı turist sayısı ocak ayından bu yana düşüş eğiliminde. Yılın ilk üç ayında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 10,3 azalışla 4 milyon oldu. Nisan ayında gelen yabancı ziyaretçi sayısı ise yüzde 28’lik düşüşle 1 milyona 700 bine indi.Düşüş eğilimi, yüksek sezonun başladığı Haziran ayı itibariyle de sürüyor. Turizmin başkenti sayılan Antalya’ya Haziran ayının ilk iki haftası boyunca gelen turist sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 58,7 oranında düştü.

Geçen yıl 1-16 Haziran arasında 732 bin turistin geldiği Antalya’ya bu yıl aynı dönemde 302 bin turist geldi. Bu yıl turizm sektöründe yaşanan güçlükler nedeniyle, dış hat yolcu trafiğinde en çok kayıp Antalya Havalimanı’nda yaşandı. Antalya Havalimanı’nı geçen yılın aynı dönemine göre, 1 milyon 841 bin 543 daha az yolcu kullandı. Turist sayısındaki düşüşün en önemli sebebi ise Rus ve Batı Avrupalı turistteki kayıplar. Özellikle Rus turist sayısında yüzde 79’luk bir düşüş yaşandı.

Turizmci ise krizi aşmak için çıkış yolu arıyor. Son olarak Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Türsab Başkanı Başaran Ulusoy, sektörün taleplerini bir rapor halinde Başbakan Binali Yıldırım’a sundu. Sektör temsilcileri konaklamada yüzde 8, hizmetlerde yüzde 18 olan kdv’nin yüzde 5’e çekilmesini talep etti. Ayrıca vergi ödemelerinin ertelenmesi ve charter uçaklara desteğin artması da turizmcilerin hükümetten talepleri arasındaydı.

Turizmcinin bulduğu bir diğer çıkış noktası ise Batı Avrupa yerine, Ortadoğu pazarına yönelmek. Zira Ortadoğu ülkelerinin Türkiye’ye olan ilgisi hala sürüyor. Arap turistin İstanbul gibi büyük şehirler haricinde Doğu Karadeniz’e yönelik ilgisi de son iki yılda hızla arttı.

Özellikle Körfez ülkelerinden gelen Araplar, başta Trabzon olmak üzere bölgede çok sayıda konut satın aldı. Trabzon’a 2010 yılında 30 bin Arap turist gelirken bu sayı geçen yıl 410 bine kadar yükseldi. Bölgeye gelen turistlerin konaklama süresi de her geçen yıl arttı. Türk turizmci ise Arap dünyasına hitap edecek paketler oluşturmaya çalışıyor.

Kalkınma Bakanlığı ise turizme yeni bir model kazandırmak üzere kolları sıvadı. 200 milyar dolar potansiyele sahip olan Müslüman dostu turizm sistemi için rapor hazırlayan bakanlık, bu konuda altyapının oluşturulması için çalışıyor.

Türkiye sağlık turizmi konusunda da potansiyelini güçlendirmeye çalışıyor. 2007 yılında kanunlaşan jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular kanunu ile kaplıca turizminde yükselişe geçilmişti. Bu yükselişin devam etmesi bekleniyor.

Estetik cerrahi için de Türkiye’ye gelen onbinlerce turist bulunuyor. Yeni yapılan bir araştırma yıllık 100 bin turistin sadece saç ektirme uygulaması için Türkiye’ye geldiğini ortaya koydu. Bunun önemli bir kısmını ise ortadoğu ülkelerinden gelenler oluşturuyor.

UKRAYNA’DAN TÜRKİYE’YE TEKLİF

Türkiye’ye daha çok turist girişi yapılması için Ukrayna’dan önemli bir teklif geldi. Ukrayna Turizm Acenteleri Birliği Başkanı Oleksandr Novikovski, Türk turizmcilere zam yapmama çağrısında bulundu. Ukraynalı turizmci geçen yıl ülkesinden Türkiye’ye 749 bin turist geldiğini belirtti ve “Zam yapmayın 1 milyon Ukraynalı gelsin.” dedi. Muğla’ya incelemeye gelen Ukrayna Turizm Acenteleri Birliği Başkanı Oleksandr Novikovski turizmde yaşanan krize karşın Türkiye’nin Ukrayna’dan çok turist beklediğini bildiğini söyledi.
Mayıs ve Haziran aylarında bir haftalık 250- 300 dolarlık paketlerin Ukraynalılar tarafından tercih edildiğini belirten turizmci “Ukrayna’da insanlar çok para kazanamıyor. Krizden sonra maaşlar 200 dolar civarına geriledi. Bu nedenle Temmuz ve Ağustos aylarında paket tur fiyatlarına büyük zam yapılmamalı.” dedi.

Geçen yıl Türkiye’ye paket turlarla 318 bin, bireysel olarak da 431 bin olmak üzere toplam 749 bin Ukraynalı geldi. Ukraynalı turizmcilere göre eğer zam yapılmazsa, bu sene bu rakam 1 milyona çıkabilir. Zira Türkiye, Ukrayna için en önemli tatil rotalarından biri.

Ukraynalı turizmciler Türkiye’de hükümetin seyahat acentelerine uçuş başına 6 bin dolar destek vermesinin de önemli olduğunu dile getiriyor. Turizmcilere göre bu sayede uçak biletlerinin kişi başı fiyatı 180 dolardan 150 dolara iniyor ve bu da turistler için önemli bir teşvik sağlıyor. Ukrayna’dan sadece Dalaman’a haftada 18 uçakla yaklaşık 5 bin turist geliyor.

RUS TURİSTLER DESTİNASYON ARAYIŞINDA

Kırım’ın ilhakından sonra Rus ekonomisinin içine girdiği zorlu süreç birçok sektörde olduğu gibi turizmde de ciddi kaygılara yol açtı. Ardından Mısır ve Türkiye turlarının yasaklanmasıyla Rus turistin hareket imkânı geniş ölçüde kısıtlandı.

Balkan ülkelerinden Uzakdoğu’ya kadar devreye sokulan birçok seçeneğin daha maliyetli olması, ülke içinde bulunan turistik mekânları gündeme getirdi. Fakat bu noktada yaşanan altyapı eksikliği farklı sorunlar doğurdu ve sektördeki sıkışma umut vermeyen bir noktaya sürüklendi.

St. Petersburg’daki Ekonomi Forumu’nda gündeme gelen turizm sorunu hükümetin de öncelik verdiği başlıklardan biri. Başbakan Medvedev, bir süre önce turizm hizmetlerini canlandırmak adına yeni bir destek paketi açıklamış; teşvik kredileri ve iç sigorta için özel bir mekanizmanın hayata geçmesini sağlamıştı. Zira ardı ardına gelen iflaslar nedeniyle havaalanlarında ve otellerde mahsur kalan Rus turistler, uluslararası kamuoyunda Rusya’nın imajını sarsmaya başlayınca, Kremlin’den hükümete dönük eleştiriler yapılmıştı.
Arap ülkelerine Rus turist yollayan Randa Tur’un sahibi Ebu Halid Saud, ekonomik krizin atlatılamadığını, siyasi gelişmelerin de turizmi frenlediğini ifade ederken şu şekilde konuştu: “Şu an için durumun çok ağır olduğunu söylemeliyim. En başta ekonomik kriz. Yani halkın bütçesinin sınırlı kalması, ama buna karşılık bizim dolarla sattığımız turların dövizin fırlaması nedeniyle çok yüksek rakamları bulması. Tatil tercihlerinde Türkiye ve Mısır devreden çıktı. Çalıştığımız diğer Arap ülkelerinde ise tam bir istikrar yok. Bu da turistlerin turu çok önceden alarak avanataj sağlamasını engelliyor.”

Rusya’da ekonomik kriz birçok tur operatörünü iflasa sürükledi. Buna son aylarda Türkiye ve Mısır’a tur düzenleyen şirketler de eklendi. Rus turistler için kısıtlı kalan seçenekler zaman zaman büyük şehirlerdeki etkinliklerde kendilerini gösterme imkanı buluyor.
Her yıl dünyanın çeşitli ülkelerine milyonlarca turist gönderen Rusya bir destinasyon olarak çok da popüler değil. 2014 yılında 2,5 milyon turisti ağırlayan Rusya, 2015 yılında üç milyonun üzerinde ziyaretçi çekti. Ancak Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında bu seviye hala çok düşük. Rublenin değer kaybına uğraması, ülkeyi yabancı turistler için cazip hale getiriyor görünse de mevcut altyapı eksikliği ülkenin turizmde atılım yapmasını engelliyor.

YUNANİSTAN RUS TURİSTLERE YÖNELDİ

Turizm gelirleri Yunanistan için büyük önem taşıyor. Yılda ortalama 20 milyona yakın turistin ziyaret ettiği ülkede başkent Atina’yı ziyaret eden turist sayısı yıllık 6 milyonun üzerinde. Diğer önemli turizm adresleri ise sahilleri ve doğal güzelikleri ile ünlü Yunan adaları. Ancak Yunanistan dağ turizmi, kış turizmi, inanç turizmi gibi birçok imkâna da sahip.

Yaklaşık 650 bin kişinin çalıştığı turizm sektörü Yunanistan’ın gayrı safi milli hâsılasının yüzde 15’ini oluşturuyor. İş gücünün yüzde 16,5’inin istihdam edildiği sektör, ekonominin canlanması için de bir can simidi gibi görülüyor. Yunanistan turizm gelirlerini artırabilmek için Çin, Rusya gibi büyük pazarlara açılabilmeyi umuyor. Dış politikasını da bu çerçevede şekillendirmeye çalışıyor.
Çin bu bağlamda en çok dikkat çeken ülkelerin başında geliyor. Çin’le yapılan ikili temaslarda Yunanistan turizm konusunda işbirliği olanaklarını artırmayı hedefliyor. Başbakan Aleksis Çipras’ın Temmuz ayında gerçekleştireceği Çin ziyareti de bu nedenle büyük önem taşıyor.

Rusya da Yunanistan’ın turist çekmeye çalıştığı ülkelerin başında yer alıyor. Özellikle Türkiye ile Rusya arasında yaşanan gerilimin ardından Türkiye’ye alternatif olarak Yunanistan gösteriliyor. Rusya’dan gelecek turist sayısının artırılabilmesi için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Mayıs ayında yaptığı Atina ziyaretinin ardından, Rus turistlere 3 ila 5 yıllık vize uygulamasının önü açıldı.

Ortodoks kimliğe sahip olan Rus turistlerin yaz turizmi kadar, inanç turizmi için de Yunanistan’ı tercih etmesi öngörülüyor. Bu yıl Yunanistan’ı ziyaret edecek Rus turist sayısının 1 milyona ulaşması bekleniyor. Vize sürecinin hızlandırılması için de Rusya’da görevli personel sayısının 6’dan 100’e çıkarılması hedefleniyor.
Benzer bir şekilde Türkiye’den gelen turist sayısı da Yunanistan için büyük önem taşıyor. Yılda yaklaşık bir milyon Türk turist Yunanistan’ı ziyaret ediyor. Türk turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler Türkiye’ye yakın Yunan adaları.

Bu adalarda uygulanan kapıda vize kolaylığı Türk turistlerin adalara gösterdiği rağbeti arttırmıştı. Ancak son dönemde yaşanan mülteci akını uygulamanın askıya alınmasına neden oldu. Bu karar, adalardaki turizmi de olumsuz etkiledi.

Öte yandan kreditörlerin talepleri doğrultusunda adalarda uygulanan kdv oranları artırılırken bu bölgelerdeki vergi kaçırma oranının da yükseldiği dikkat çekiyor. Yine kreditörlerin talepleri doğrultusunda bölgesel havaalanlarının özelleştirilmesi halinde de turist sayısının artabileceği öngörülüyor.

ARNAVUTLUK TURİZM POTANSİYELİNİ YENİ KEŞFEDİYOR

Adriyatik denizi kıyılarında yer alan Arnavutluk konumu itibari ile turizme yatkın bir ülke. Deniz turizminin yanı sıra, dağ turizmi ve kültür turizmi de önemli bir potansiyele sahip. Zengin doğası ve 476 kilometre sahil şeridi ile Arnavutluk son yıllarda Balkanlar turizminin yükselen destinasyonu olarak görülüyor. Enver Hoca döneminde Arnavutluk’ta turizme önem verilmemişti. Ancak ülkede son zamanlarda sektöre büyük yatırım yapılıyor. Özellikle güney bölgesindeki antik kentler ve sahil kasabaları tüm dünyadan turist çekiyor.

Son yıllarda yapılan altyapı çalışmaları ve yolların yeniden inşası başta Kosova olmak üzere çevre ülkelerden de Arnavutluk’a gelen turist sayısını artırıyor. 2011’den 2015’e kadarki süreçte Arnavutluk’un turizm potansiyeli yüzde 98 oranında arttı. 2015 yılında Arnavutluk’a sadece Kosova sınır kapısından 3 milyonun üzerinden araç geçti. Bu neredeyse Kosova nüfusunun iki katına tekabül ediyor.

Dünya Turizm Konseyi’nin verilerine göre ise Arnavutluk gayrı safi yurtiçi hasılasının yüzde 13’ünü turizm gelirleri oluşturuyor. Sektör yaklaşık 50 bin kişiye istihdam sağlıyor. Toplam iş gücünün yüzde 7’si bu sektörde çalışıyor. Arnavutluk merkez bankası verilerine göre 2015 yılında Arnavutluk turizmden 1,3 milyar euro gelir elde etti.

Arnavutluk’u tercih eden turistlerin başında ise Kosovalılar geliyor. Kosovalıları Makedonlar ve İtalyanlar takip ediyor. Polonya, Çek Cumhuriyeti ve diğer Doğu Avrupa ülkeleri de Arnavutluk’un turist çektiği diğer ülkeler. 2015 itibariyle de Batı Avrupa’dan turistlerin de Arnavutluk’taki sahil kasabalarına ilgisi arttı. Turizm Acenteleri Müdürü Sava Bardi, 2016 yılında Arnavutluk’a gelen turist sayısının yüzde 20 oranında artığını belirtti. Özellikle Arnavutluk sahillerini tercih eden Rus turist sayısında da artış olduğunun altını çizdi.

Ancak Arnavutluk lüks otellere sahip değil. Bu nedenle kısa süreli ziyaretler için tercih ediliyor. Turizm acenteleri turistlerin Yunanistan veya Hırvatistan ziyaretleri sırasında Arnavutluk’a kısa bir süreliğine uğradığına dikkati çekiyor. Arnavutluk hükümeti turizmi geliştirmek için birçok yeni projeyi hayata geçiriyor. Başbakan Edi Rama bu yıl turizm sektöründe 5.500 kişiye yeni istihdam sağlanacağını belirtiyor. Ülkeye bu yıl 800 bin turist gelmesi bekleniyor.

MAKEDONYA POTANSİYELİNİ ARTTIRMAK İSTİYOR

Sahip olduğu kültürel zenginliği, doğal güzellikleri ve iklimi ile Makedonya hem yaz hem de kış turizmi açısından Balkanlar’da yıldızı parlayan ülkeler arasında gösteriliyor. Daha çok tarihi eserlerle ön plan çıkan Üsküp, son yıllarda inşa edilen mimari yapılar ve heykellerle yeni bir çehre kazandı.

Ayrıca eski Üsküp olarak adlandırılan ve Tarihi Türk Çarşı’sını da içine alan Vardar’ın diğer yakası da otantik özellikleriyle turistlerin uğrak yerlerinden biri. Ancak ülkenin en ünlü turizm merkezi Arnavutluk sınırındaki Ohri. Dünya Kültür Mirası listesinde ve UNESCO koruması altında olan Ohri, Balkanlar’ın ikinci en derin gölüne, antik dönemden kalma tarihi eserlere ve çok sayıda konaklama merkezine ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla şehir, ülkenin turizm cenneti olarak addediliyor.

Ülke turizm gelirinin büyük bölümünü yabancı turistlerden sağlıyor. Makedonya’ya en çok bölge ülkeleri ABD, Almanya ve Hollanda’dan turist gelirken, ülke vatandaşlarının tatil için ilk tercih ettiği ülke Yunanistan.

Özellikle son yıllarda Türkiye’den Makedonya’ya gelen turist sayısında bir artış gözleniyor. Bu durum tur operatörlerinin Türkiye’ye yönelik çalışmalarına da hız kazandırdı. Makedonya’yı ziyaret eden turist sayısı da her geçen yıl artıyor. 2016’nın ilk çeyreğindeki turist sayısı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 21 oranında arttı. Turizmin gayrı safi yurt içi hasılaya katkısı ise yüzde 5 oranında. Toplam istihdamın da yaklaşık yüzde 5’i turizm sektörüne ait.

Makedonya’da en hızlı büyüyen sektörlerden biri olan turizm, ülke açısından potansiyel dış yatırım ve yeni istihdam alanı olarak görülüyor. Bu nedenle hükümetin turizm alanındaki sürekli artan yatırımları da kayda değer. Ülkenin, Avrupa’daki turizm destinasyonlarından biri olarak lanse edildiği ve uzun yıllardan bu yana Makedonya – Zamana Yolculuk adı altından yayınlanan tanıtım filmleri dünya medyasında gösterilmeye devam ediliyor.

Makedonya’nın sahip olduğu üç milli parkın geliştirilmesi, kış turizmi için yeni kayak merkezlerinin açılması, Avrupa başkentlerine doğrudan uçuşların başlatılması, turizm öğrencilerinin geliştireceği projelere maddi kaynak ayrılması, yeni markalar oluşturulması ve var olan markaların güçlendirilmesi, doğa ve sağlık turizminin geliştirilmesi, uluslararası turizm fuarlarına aktif katılımın sağlanması, Üsküp yönetiminin turizme yönelik eylem planındaki hedeflerinden birkaçı.

Makedonya’nın BM Dünya Turizm Organizasyonu’na üye olduğu 1995 yılından bu yana turist sayısı yüzde 40 oranında arttı. Son 8 yıldaki artış ise yüzde 98. 2005 yılında ilk ulusal turizm internet sitesini kuran Makedonya’da, sonraki yıllarda çok sayıda kamu ve özel turizm şirketi internet eliyle tanıtım çalışmalarına hız verdi. Ülkenin yurt dışında tanıtımındaki en büyük pay sahibi ise 2008 yılında kurulan Makedonya Turizm Tanıtma ve Destekleme Ajansı.

BULGARİSTAN TÜRK TURİSTLERİ ÇEKİYOR

Bulgaristan da Türkiye’den birçok ziyaretçinin son yıllarda tercih etmeye başladığı bir ülke. Bulgaristan İstatistik Enstitüsü’ne göre 2015 yılında ülkeyi 1 milyon 237 bin Türk vatandaşı ziyaret etti.
Bulgaristan Turizm Bakanı Nikolina Angelkova da türkiye’den gelen turistlerin kendileri için çok önemli olduğunu ifade etti. Bakan, Haziran ayı başından itibaren vizelerde kolaylık sağlama konusunun gündemde olduğunu belirtti. Nikolina Angelkova şu şekilde konuştu:
“Türkiye ile çok yakın irtibatımız var ve Türkiye bizim için stratejik bir pazar. Komşuyuz, yakınız. Bizim için sunduğumuz turizm hizmetlerini Türk vatandaşına tanıtmak çok önemli. Türk mevkidaşımla görüşmelerde uzak pazarlara yönelik ortak kültür ve tarih turizm paketleri hazırlamayı amaçlıyoruz. Uzak ülkelerden turistlerin ilgisini bölgemize çekmek önemli. Yunanistan, Türkiye ve Bulgaristan arasında ortak güzergahlar oluşturmayı amaçlıyoruz. Türkiye’den turistler için gelişlerde kolaylık sağlamaya çalışıyoruz. Geçen yıl Türk turistlerin sayısında yüzde 30 artış vardı. Kış sporlarına ilgi de artıyor. Bundan sonra vize kolaylığını da gündeme getirmek istiyoruz.”

Türkiye de Bulgar turistler için önemli bir destinasyon. Ancak bu yıl Bulgaristan’dan Türkiye’ye rezervasyonlarda yüzde 32’lik bir düşüş var. Bulgarlar’ın bu yıl daha çok Yunanistan’ı tercih ettiği belirtiliyor. Bulgar turistlerin yaz tatili için en çok tercih ettikleri beldelerin başında ise Kuşadası ve Marmaris geliyor.

TURİZM SEZONU ÇATIŞMAYLA AÇILDI

Bulgaristan’ın gözde Karadeniz tatil beldesi Slinçev Bryag yaz sezonunu olumsuz gelişmelerle açtı. Bölgede çeteler arasında çatışmalar patlak vermesi turizmi kötü yönde etkiledi. Bulgaristan’ın en gözde tatil beldesinde 8 Haziran’da iki çete arasında silahlı çatışma yaşandı. Bölgedeki bir restoran otomatik silahlarla tarandı. Olayda bir kişi yaşamını yitirdi, bir çete lideri ise ağır yaralandı.

Olayın ardından Bulgaristan’da 90’lı yılların sokak ve mafya hesaplaşmaları yeniden akıllara geldi. Polis konuyla ilgili geniş çaplı operasyonlar yaparken, içişleri bakanı bölgeyi ziyaret ettii. Olayla ilgisi olduğu tespit edilen 23 kişi tutuklandı. Yeni olaylara mahal vermemek için bölgedeki yüzlerce işyeri de polis tarafından denetime tabi tutuldu. Burgas kentinde ise 90 kişi gözaltına alındı.
Saldırı Bulgaristan’ın büyük umut bağladığı turizmi de olumsuz etkiledi. Saldırı sırasında restoranda bulunan turistler, olayın ardından tazminat davaları açtı. Turizm Bakanı Angelkova ise bu olaylardan sonra, emniyet ve gerekli makamların gereken önlemleri alacağı sözünü verdi.

KOSOVA’NIN TURİZM ÇABALARI

Kosova turizm potansiyelini artırmaya çalışan ülkelerden biri. 2008 yılında bağımsızlığını ilan eden ülke, birçok ülkeden vize istemediği için çok sayıda ziyaretçinn gözde destinasyonu olma yolunda ilerliyor.

Fakat hizmet sektöründe yaşanan sorunlar ve altyapıdaki eksiklikler turizm potansiyelinin istenen seviyeye çıkmasını engelliyor. Ayrıca hükümetin turizm konusunda ciddi bir siyaset izlemediği eleştirisi de Kosova sokaklarında hakim. Denize kıyısı olmayan Kosova, kürtürel, dini ve doğal zenginlikleri olmasına rağmen henüz turizmde istediği başarıyı kaydedemiyor. Balkanlar’ın en genç ve yüzölçümü olarak en küçük ülkelerinden biri olan Kosova, turizmi önemli bir gelir kaynağı haline getirmek istiyor. Ancak bu konuda ilerlemenin sağlanması için köklü adımların atılması şart.

Kosova’ya halihazırda özellikle Türkiye’den ve diğer Balkan ülkelerinden ziyaretçi geliyor. Türkiye’den gelen turistler özellikle Osmanlı dönemine ait çok sayıda tarihi eseri görebilmek için Kosova’yı tercih ediyor. Yemyeşil alanlara sahip, dağlarla çevrili Kosova turistleri çekebilecek doğal güzelliklere sahip. Özellikle ülkenin güneyinde bulunan Şar Dağları görülmeye değer. Her ne kadar hükümet her geçen yıl turist sayısında artış olduğunu belirtse de, turizm sektörünün ilerlemesi için daha fazla yatırıma ihtiyaç olduğu konusunda herkes hemfikir.

IRAK’TA YENİ VİZE UYGULAMALARI

Iraklılar’ın büyük bir kısmı yaz aylarında seyahat için Türkiye’yi tercih ediyor. Özellikle 2003 yılından sonra Türkiye’yi ziyaret edenlerin sayısı büyük ölçüde arttı. Ancak 2014 yılında DAİŞ’in ülkenin bir bölümünü işgal etmesi ile beraber ülke dışına giden turist sayısı da azalmaya başladı. Şubat ayında Türkiye’nin Iraklılara yönelik vize rejiminde değişikliğe gitmesi ise durumu daha da zorlaştırdı. Vize almanın zorlaşması üzerine Iraklılar’ın Türkiye’ye seyahatleri büyük oranda azaldı.

Türkiye’nin özellikle son aylarda hızla artan yasadışı göçle mücadele kapsamında Irak’a vize uygulamasını değiştirmesi kararı, Iraklılar tarafından üzüntüyle karşılandı. Yeni vize uygulaması sadece turistik ziyaretleri değil, ticari ziyaretleri de etkiledi. Iraklı işadamları en azından ticaret vizesi konusunda daha kolay uygulamaların gündeme gelmesini talep ediyor.

Öte yandan Türkiye vizesine başvuran Iraklılar da uzun bekleme sürelerinden şikayetçi. Her yaz mevsiminde Türkiye’ye akın eden Iraklılar ise artık diğer Arap ülkelerine yöneliyor. Ancak vize uygulaması kolaylaşırsa Iraklılar’ın gözde turistik destinasyonunun yine Türkiye olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

FİLİSTİN TARİH MİRASINI KORUMAYA DEVAM EDİYOR

Binlerce yıllık medeniyete ev sahipliği yapan Filistin toprakları, bugün İsrail işgali altında ayağa kalkmaya çalışıyor. Sınırların İsrail tarafından kontrol edilmesi ve Filistin topraklarının tamamen bölünmüş olması Filistin’in milli gelirinin yüzde 18’ini oluşturan turizm sektörünün atağa geçmesine engel oluyor. 1982’de UNESCO tarafından Filistin’e ait olduğu tescil edilen Kudüs ise 1967’den bu yana İsrail’in kontrolü altında olduğu için Filistin yönetimi Kudüs’ün turizm gelirlerinden faydalanamıyor. Filistin Turizm Bakanı Rula Ma’ayah şu şekilde konuştu:

“Filistin dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri olabilir. Onbinlerce turist buraya gelebilir. Çünkü kutsal olmasının yanı sıra dünyanın başka yerlerinde göremeyeceğiniz eserler burada. Bu alanda karşılaştığımız en büyük sorun elbette işgal. En çok etkilenen sektör ise turizm. Sınırları kontrol edemiyoruz. Bazen buraya gelen turistlerin girişine izin verilmediği oluyor. Ayrıca çok iyi biliyoruz ki burayı çok merak etmesine rağmen işgal nedeniyle gelişlerini sürekli erteleyen insanlar var.”

Filistin’de turizm sektörünün önündeki bir diğer engel ise bir havaalanının olmaması. Bu nedenle turistler Batı Şeria’ya İsrail ya da Ürdün üzerinden ulaşıyor. Filistin Turizm Bakanı Rula Ma’ayah havaalanı sorunu ile ilgili şu sözleri sarfetti:

“Turizm deyip geçemeyiz, buraya gelenlerin ayrıca bizi desteklediklerini de bilmek bize güç veriyor. Ancak birçok turist hem daha kolay olduğunu düşündüğü için, hem de daha az maliyetli olacağını öngörerek Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı üzerinden buraya geliyor. Ancak buraya Ürdün üzerinden de gelinebilir. Biz de Filistin’e gelmek isteyenlere bunu öneriyoruz.”

Yıllardır devam eden işgale rağmen Filistin yönetimi, milyonlarca turisti bölgeye çekmeyi başardı. Her yıl Batı Şeria’yı ziyaret eden turist sayısı 2,5 milyona ulaştı. Ayrıca konaklamalı turların sayısı da yüzde 25 arttı. Filistin Turizm Bakanı Rula Ma’ayah ülkeyi ziyaret edenler hakkında şu bilgileri verdi:

“Filistin’e gelen turistler genellikle Hristiyan hacılar. Ancak biz hedef kitlemizi genişletmeyi ve Müslümanların da Batı Şeria’yı görmesini istiyoruz. Hedeflediğimiz ilk Müslüman ülke ise elbette Türkiye. Son birkaç yıldır Türkiye’deki turizm fuarına katıldık, artık daha çok turizm şirketi buraya tur düzenliyor. Eğer Kudüs’e gelenler Batı Şeria’ya da gelirse, bizim otellerimizde kalıp, Filistinli dükkanlardan alışveriş yaparlarsa Filistin ekonomisine de büyük destek vermiş olacaklar.”

İsrail, geçtiğimiz aylarda Kudüs eski kente ilişkin hazırladığı ve ücretsiz dağıtılan haritalarda Mescid-i Aksa başta olmak üzere Müslümanlar’a ve Hristiyanlar’aait birçok alanı silerek büyük tepki topladı. Filistin Turizm Bakanı Ma’ayah, İsrail’in bu yolla Kudüs’te Müslüman ve Hristiyan izlerini silmek istediğini söylerken, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“İşgal, işgaldir. İsrail, tüm avantajları kendine çekme taraftarı. Kudüs Filistin’indir. İşgal ne kadar sürerse sürsün, Kudüs bir gün özgür kalacaktır. Müslümanlar’a ve Hristiyanlar’a ait alanların yeni haritalarda silinmesi hiçbir anlama gelmiyor. Biz ne zaman yurtdışında etkinliklere katılsak Kudüs’ü ilk sıraya koyuyoruz ve herkes de Kudüs’ün bizim olduğunu kabul ediyor, görüyor. Bence artık bütün dünya işgalciye yardım etmemesi gerektiğini anladı. Artık gelen birçok turist özellikle Filistinli otellerde kalmak istiyor.”

ORTADOĞU TURİZMİNİN GÖZDESİ LÜBNAN

Ortadoğu’da turizm denince akla ilk gelen yer ise hiç kuşkusuz Lübnan. Ancak Lübnan da siyasi istikrarsızlık ve güvenlik sorunları nedeniyle turist sayısında bir düşüş yaşıyor. Sektör temsilcileri ise Suriye’deki iç savaş devam ettiği için turizmin geleceğinden umutsuz.

Lübnan Ortadoğu’nun önemli turistik merkezlerinden biriydi. Akdeniz’e kıyısı ve etkileyici doğasıyla Lübnan diğer Arap ülkelerinden farklı olmanın avantajını uzun süre korudu. Ülkede Arapça’nın anadil olması da özellikle zengin körfez ülkelerinin vatandaşları için cazipti. Ancak bölgede istikrar bozulunca ilk kurbanlardan biri de turizm sektörü oldu.

Lübnan Otelciler Birliği Başkanı Pierre Al Aşkar, ülke turizmi hakkında şunları söyledi: “Yabancı misafirlerimiz var ama eskisi kadar çok değil. Lübnan’da turizmin belkemiğini körfez ülkelerinden gelen turistler oluşturuyor. Özellikle yaz aylarını Lübnan’ın serin dağlarında geçirmeyi tercih ediyorlar. Aileleriyle gelip tüm yazı burada geçiriyorlar. Otelde ya da kiralık evlerinde kalsalar da çevredeki kafe, restoran ve eğlence merkezlerine önemli katkıları oluyor. Çok az ülkede olan alım gücüne sahipler. Maalesef onların çoğunu kaybettik, artık gelmiyorlar.”

Lübnan’ın çektiği turist sayısı 2011 yılından itibaren gerilemeye başladı. Bu tarihin Suriye iç savaşına denk gelmesi bir tesadüf değil. İç savaş zengin körfez ülkelerinin vatandaşlarını başka ülkelere yöneltti. Daha önceleri yazın serin havası ve doğası için Lübnan’a gelen Araplar, Türkiye’nin kuzeyinde keşfettikleri ve daha güvenli buldukları Karadeniz bölgesine yöneldi.

Lübnan hükümeti de turizmi canlandırmak için yeterli çabayı göstermemekle suçlanıyor. Ayrıca Lübnan’ı çevreleyen çatışmalar son bulmadıkça ülkeye gelen turist sayısında artış beklenmiyor. Ancak turizmciler geleceğe umutla bakmayı sürdürüyor.

Zengin kültürü ve batılı yaşam tarzıyla bir zamanlar Arap ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Lübnan’da turizm sektörü zorda. Ortadoğu’yu saran şiddet dinmedikçe de sektörde iyileşme beklenmiyor.

İRAN’DA TURİZM GERİDE KALMIŞ DURUMDA

İran turizm alanında geri kalmış ülkelerden biri. Tahran yönetimi ülkenin tarihi zenginliklerini ekonomik gelire çevirmekte yetersiz kalıyor. Tarih ve deniz turizminden gelir elde edemeyen İran’a, daha çok inanç turizmi için gidiliyor.

Bu alanda Kum, Meşhed ve Şiraz gibi kentler başı çekiyor. Ağırlıklı olarak Şii nüfusun bulunduğu ülkelerden İran’a turist geliyor. Meşhed’deki İmam Rıza Türbesi ülkedeki kutsal mekanlarından biri. Kum’da bulunan Camkeran Mescidi de yıl içerisinde çok sayıda turist ağırlıyor. Ancak tarih ve doğa turizmi konusunda, devrimden bu yana yatırım yapmayan İran bu alana ilgi duyan turisti cezbedemiyor.
İran dünyadaki en eski medeniyetlere ev sahipliği yapması dolayısı ile çok sayıda tarihi esere sahip. Buna rağmen tanıtım ve altyapı hizmetlerine önem verilmiyor. Üç tarafı denizle çevrili ülkede deniz turizmi ise yok denilecek kadar az. Zira ülkede kadın ve erkeklerin aynı plajları ve havuzları kullanması yasak. Bu nedenle Avrupa ülkelerinden deniz turizmi için İran’ı tercih eden de olmuyor.

Ülkede Hasan Ruhani döneminin başlaması ile birlikte turizm alanında çalışmaların yapılması gerektiği de vurgulanmaya başlandı. Bu dönemde helal turizm sloganı ile ülkeye turist çekilmesi amaçlandı.
İran Kültürel Miraslar ve Turizm Kurumu Başkanı Mesut Sultanifer, ülkenin 2025 yılına kadar yılda 20 milyon turist çekebileceğine işaret etti ve Müslüman turistlerin İran’a gelmeleri için ciddiyetle çalıştıklarının altını çizdi.

Diğer taraftan turizm için gerekli olan konaklama hizmetlerinde de İran yetersiz. Ülkedeki az sayıdaki otelde belirli bir standart bulunmuyor. Otellere yıldız verilirken, uluslararası kriterler gözönünde bulundurulmuyor.

2015 yılında İran’a 5 milyon 250 bin turist geldi. Ülke bu ziyaretlerden yaklaşık 7 milyar dolar gelir elde etti. Ancak bu rakamların gerçek tabloyu ne kadar yansıttığı da tartışma konusu. Zira İran, ticaret, konferans ve benzeri programlar için gelen yabancıları da turizm adı altında değerlendiriyor. Dolayısı ile turizm gelirlerinin açıklanan rakamlardan daha düşük olduğu tahmin ediliyor.

KIRGIZİSTAN TURİZMİ YÜKSELİŞTE

Kırgızistan hükümeti 2016-2020 yılları arasında turizmi geliştirmek için strateji belgesi açıkladı. Bu yeni strateji ile turizmdeki sorunların aşılması turizm gelirinin artırılması planlanıyor.
Kırgızistan’da turizm sektörü yılda ortalama yüzde 9,5 büyüyor. 2015’te ise turizmden yaklaşık 19 milyar som gelir elde edildi. Yeni yürürlüğe konan strateji belgesi ile turizmin gayrısafi milli hasıladaki payının yüzde 7’ye çıkarılması hedefleniyor.

Turizm Departmanı Başkanı Azamat Camankulov ise ülkeye gelen turist sayısını yılda ortalama yüzde 20 artırmayı hedeflediklerini vurguluyor. Kırgızistan’a en çok eski Sovyet ülkelerinden turist geldiğini belirten Camankulov, Çin, Hindistan, Arap ülkeleri ve Avrupa ülkelerinin de hedeflenmesi gerektiğini söylüyor.

Tanrı dağlarının eteğinde yer alan Kırgızistan, bir göller ülkesi de aynı zamanda. Ülke, dağcılık ve kış turizmi potansiyelinin yanı sıra el değmemiş doğasında irili ufaklı 1923 gölüyle farklı turizm seçenekleri de sunuyor. Kırgızistan’ın yüksekliği 7 bin metreyi aşan zirveleri de dağcıların dikkatini çekiyor.

Kırgızistan Büyük İpek Yolu’nun da geçiş güzergahı üzerinde. Bu nedenle, İpekyolu kervanlarından kalan tarihi ve kültürel izleri taşıyan eserler de ülkede turistlerin uğrak noktası. Başkent Bişkek’in yanı sıra Orta Asya’nın en eski kentlerinden biri olan Oş da 3 bin yıllık geçmişi ile Kırgızistan’ın en turistik yerlerinden. Ülkenin yaz turizminde en bilinen alanı ise Isık Köl. Dünyanın 7’inci en derin gölü olan Isık-Köl, ülkenin turizm gelirlerinin de başlıca kaynağı.

Kaynak: Kuzey Haber Ajansı

Yorum Yaz