We-Flytour-GM-Banner-Animation
atf_banner-02
Anasayfa Sektörel Haberler LİDERLER EKİPLERİ NASIL GÜÇLENDİRİR?

LİDERLER EKİPLERİ NASIL GÜÇLENDİRİR?

Herkesin, süper-kahramanların bile güçlü ve zayıf yanları vardır. Bunlar her bir çalışanı benzersiz kılan şeylerdir ve ekipler içerisinde güçlü ve zayıf yanları dengelemek uyum, işbirliği ve etkinliğe yol açar. Ancak süper-kahramanların aksine, insanların güçlü ve zayıf yanları her zaman açık ve net değildir. Aslında sıklıkla görecelidir, bu da çalışanların genellikle hangi alanda iyi, hangisinde kötü olduklarının farkında olmamaları anlamına gelir.

 EKİP GUC

Her bir çalışan ve her bir ekibin potansiyelini açığa çıkarmanın sırrı onların güçlü ve zayıf yanlarını tanımlamakta yatar. Bu bilgiyle donanan liderler güçlerin zenginleştirilmesi ve zayıflıkların düzeltilmesine olanak tanıyan yapıcı ortamlar yaratabilir. Ayrıca ekip görevlerini nasıl yapacakları, performans değerlendirmelerini nasıl sunacakları ve telafi ve ikramiyeleri nasıl belirleyeceklerinde daha zeki bir yol tutabilirler.

 

Bu önlemleri almakla gelen verimlilik ve bağlılıktaki kazanımlar çarpıcı olacaktır ve en iyi yönü de, yeni (ya da pahalı) çözümlere başvurmak zorunda olmamanızdır. Online anketler, kendi kendini değerlendirme gereçleri ve karmaşık psikolojik değerlendirmeleri bir kenara bırakın – aşağıda çalışanlarınızı ve ekiplerinizi güçlendirmek üzere şirketinizin mevcut sosyal iç ağını nasıl kullanacağınızı gösteren altı yol sunulmaktadır.

 

  1. Kullanıcı Profillerini İnceleyin & Göze Çarpan Şeyleri Bulun

 

Bir kullanıcı profili yaratmak çalışanlara, uzmanlık alanları, becerileri, eğitimleri ve iş ilgileri gibi kendilerine ait geçerli bilgileri paylaşma olanağı sunar. Profiller ayrıca çalışanların sevdikleri, sevmedikleri, ilgilerini paylaşmak ve kişiliklerini sergilemek için bir çalışanın kim olduğuna dair dar kapsamlı röportaj yanıtlarından daha özgün bir resim sunan doğal bir alandır. Buna ek olarak, sosyal profiller çalışanların ağlarına – kimlerle düzenli olarak ilişkili ve etkileşimde olduklarına – anlık bir bakış sağlar.

 

Bu bilgi herhangi bir proje ya da göreve kimin atanacağını belirlerken altın değerindedir. Çalışanları ilgili ya da uzman oldukları görevlerle etkin bir biçimde eşleştirmek, onları işlerinde daha bağlı kılacaktır.

 

Kullanıcı profilleri özellikle işe alım sürecinde yeni çalışanları karşılarken yararlıdır. Kişisel bilgiyi ortaya koymasının ötesinde, tüm yeni işe alınanlara tam bir profil doldurma gereği getirmek onların şirket kültürü ve topluluğuna anında giriş yapmalarını sağlayacaktır. Bu da daha ilk günden bağlılık düzeyleri için bir temel tesis edecektir. Buradan, liderler uyum/eğitim programlarının gerektiği yerleri daha kolayca tanımlayabilir ve zaman içerisindeki ilerlemeyi denetleyebilirler.

 

  1. Faaliyetlerini Gözetleyin. Neyle İlgililer?

 

Sosyal bir kurumsal ağ platformu bir çalışanın şirketinizin yaşamına katılımı ve işbirliğine dair kısa bir bakış sunar. Çalışanlarınızın ne kadar sıklıkla ve ne türden içerik paylaşımında bulunduklarına bakın. Soru mu soruyorlar? Yanıt mı veriyorlar? Bilgi mi paylaşıyorlar? Başka üyeleri teşvik mi ediyorlar? Bu faaliyetleri incelemek çalışanların başkalarıyla nasıl etkileşimde bulunduklarına ve gruplar içerisindeki rollerini nasıl yürüttüklerine ilişkin değerli içgörüler sunabilir. Doğal bir şekilde akıl hocalığı rolünü mü üstleniyorlar? Dış haber ve olayların farkındalar mı? Gerçek bir diplomatlar mı? Ekipler içerisinde kimin hangi rolü oynayacağının bilgisi, ekip dinamiklerini yönlendirme ve onlardan yararlanma yeteneğinizi artıracaktır.

 

Dahası, sosyal kurum içi ağı faaliyeti, çalışanların ilgi ve uzmanlıklarına ilişkin profillerinden bile daha fazla derin içgörü sunar. Bir lider olarak, kurumunuzdaki uzmanları çabucak tespit edebilir ve eğitim ya da gelişim fırsatları keşfedebilirsiniz. Örneğin, eğer bir bireyin sürekli aynı konularda tavsiye ya da destek istediğini görüyorsanız, bir eğitim programı önermek için tam zamanı olabilir. Ya da onlara daha deneyimli, bilgili bir akıl hocası bulmak için sosyal iç ağ platformundan verileri kullanabilirsiniz.

 

  1. Potansiyeli Ortaya Çıkarmak İçin Oyunlaştırmayı Kullanın

 

İnsanlığın doğuşundan bu yana rekabet insanları daha fazla başarma yolunda itmiştir. Biraz rekabet çalışanınızın tam potansiyelini ortaya çıkarmanın iyi bir yoludur.

 

Kurum içi sosyal ağınızı ödüller, takdirler ve liderlik skorbordlarıyla oyunlaştırmak (Gamifying your social intranet), çalışanlar arasında daha önce bilinmeyen yetenekleri, ilgileri ve becerileri bulup çıkarmaya yardımcı olabilir. Bilgi paylaşımından ötürü çalışanları ödüllendirmek onları daha fazla paylaşmaya teşvik eden güçlü bir motivasyon gereci olabilir. Sözgelimi FedEx’in oyunlaştırılmış sosyal iç ağı, şirketin var olan kültürünü bilgiye sahip olmadan bilgiyi paylaşmaya doğru değiştirmesine yardımcı oldu. Çalışanlar bir blog iletisi yazdığında, soruları cevapladıklarında ya da platforma başka bir şekilde katıldıklarında, nişan ve sayı kazanıyorlar ve kurum içerisinde tanınan bir uzman düzeyine yükseliyorlardı. Bilgi paylaşma sürecini oyunlaştırma, FedEx’in daha öncesinde duvarlar içerisinde saklı kalmış 40 yıllık bilgi yığınını açığa çıkarmasını sağladı.

 

Oyunlaştırma ayrıca çalışanları eldeki meselelere yaratıcı çözümler bulmaya teşvik ederek sorun çözme akışı için de güçlü bir araçtır. Dahası, çalışanlar arasında daha güçlü bağlantıların beslenmesine yardımcı olur. Kurum içi sosyal ağınızı oyunlaştırmak sadece güçlü ve zayıf yanları daha keskin bir şekilde açığa çıkarmakla kalmayacak, aynı zamanda motivasyon, bağlılık ve verimliliği de ateşleyecektir.

 

  1. Sessizlik Çok Şey Anlatır – Ancak Ne Beklemeniz Gerektiğini Söylemez

 

Pek çok işveren kurum içi sosyal ağda çok aktif olmayan çalışanların bağlılık duymadıklarını, kötü iletişimciler, teknoloji cahilleri olduklarını ya da ekip oyuncusu olmadıklarını varsayar. Ancak bu bir zorunluluk değildir.

 

Facebook gibi popüler ve kamusal olanlar da dâhil hemen hemen her sosyal ağda, kullanıcı hareket dökümü 90-9-1 kuralını (90-9-1 Rule) takip eder. Bu, yüzde birin aktif içerik yaratıcısı, yüzde dokuzun konuşmayı başlatmayan ancak katılımda bulunan yorumcu ve yüzde doksanın ise “pusudakiler” yani arkadaşlarının ne söyleyeceklerini merak eden ancak konuşmaya katılmayanlardan oluştuğu anlamına gelir. Pusudakilerin anti-sosyal olmaları gerekmez; hatta tam tersi bile olabilir. Bu insanlar yüz yüze etkileşimi ve konuşmayı tercih edebilir ve insanlarla birebir bağ kurma yetenekleri en önemli güçlerinden biri olabilir.

 

  1. Kurum İçi Ağdaki Tutumları Nasıl? Başkalarını Güçlendiriyorlar mı? Başkalarının Sorularını Yanıtlıyorlar mı?

 

Teşvik edici, pozitif destek ve yapıcı eleştiri sunan, başarılarından ötürü meslektaşlarını takdir edip öven çalışanlar bir kurum için son derece değerlidir. Buna karşın, alaycı, aşağılayıcı ve zor çalışanlar kaotik bir atmosfer yaratırlar. Ne yazık ki, bir kurumun tüm kültürünü baltalamak için bir-iki çürük elma yetiyor (bir bardak suya damlatılan bir-iki damla boya gibi).

 

Kurum içi sosyal ağlar, herkesin önünde gerçek yüzlerini gösterebildikleri bir alan oluşturur. Birisi hakkında sık sık negatif ya da bir ofis zorbası gibi dedikodular işitiyorsanız, faaliyetlerini kurum içi sosyal ağda takip etmek size doğru eylemde bulunma onayını verecektir.

 

Öte yandan, meslektaşları için teşvik edici çalışanlar, açıkça ekip üyelerinin en iyi nasıl motive edileceğini anladıklarından dolayı yönetici rolleri için mükemmel adaylar olacaktır.

 

  1. Yaratıcılıklarına Bir Göz Atın

 

En yenilikçi ve başarılı kurumlar, iyi fikirlerin her zaman Ar&Ge ekibinden çıkmadığını bilir. Yaratıcılık ve yenilik talep üzerine çıkagelen şeyler değildir. Herhangi bir departmana, herhangi bir düzeye ait çalışanlar sorun çözme ve çözüm geliştirme için harika fikirlere sahip olabilir. Yenilikçiliği teşvik etmeye en iyi yaklaşım, fikirlerin özgürce dolaşabileceği bir ortam oluşturmaktır.

 

Bir kurum içi sosyal ağ platformu, tüm çalışanlara fikir önermek, onları meslektaşlarla tartışmak ve hatta yönetim tarafından değerlendirilmesine tanık olmak için bir alan sunan “düşünsel durak” olarak hizmet görür. Örneğin, biyo-teknoloji şirketi KeyGene, çalışanlarının tasarlanmış “katalizörlerin” en umut vaat eden fikirleri değerlendirerek seçtiği ve diğerlerinden desteği davet ettikleri kurum içi ağlarında fikirlerini paylaşmalarını teşvik ediyor. Bu, çalışanların yaratıcılık, sorun çözme kabiliyeti ve fikirlerini eleştiri ve/ya da değerlendirme için öne sürme istekliliklerine ilişkin yönetime açık bir gösterge sunuyor.

 

Sonuç Olarak

 

Kurum içi bir sosyal ağı göz önünde bulunduran çoğu şirket bağlılık, iletişim, işbirliği ve üretkenliği artırmaya odaklanıyor çünkü bunlar genellikle ölçümlenmesi en kolay nitelikler. Bunlar yatırımı gerekçelendirmek adına şüphesiz önemli olsa da, kurum içi sosyal ağı çalışanlarınızın güçlü ve zayıf yanlarını görmek için de kullanamayacağınız anlamına gelmez. Bu şekilde yatırım gelirinizi de artıracak ve hatta zaten satın almış olduğunuz araçtan daha da fazla değer elde edeceksiniz.

 

Tim Eisenhauer, Axero eş kurucusu ve başkanıdır. Kurum içi sosyal ağlar, çalışan yönetimi, iş iletişimi, bilgi yönetimi ve işbirliği gibi konular üzerine yazılar yazmaktadır. Makaleleri ve görüşleri, Fast Company Inc. Magazine, CNBC, 60 Second Marketer, HR.com ve diğer yerlerde çıkmaktadır.

 

LinkedIn Tim Eisenhauer

1 yorum

mustafa 28 Mayıs 2016 - 11:57

d

Cevapla

Yorum Yaz